Episode Transcript
[00:00:00] Speaker A: Arkadaşlar merhaba. Özgür C.'ye hoş geldiniz. Bugün Özgür Uludağ kardeşimle birlikte Petrus ile Paulus'a bakacağız. Bu hafta onları anıyoruz, onların hizmetlerini anacağız ve aynı zamanda Paulus hakkında ortaya atılan bazı iddialara da cevap vermiş olacağız. Özgür kardeşim hoş geldin. Hoş.
[00:00:13] Speaker B: Bulduk. Hepimiz yeni bir programda. Yani.
[00:00:16] Speaker A: Beşiktaş zor bir dönem geçirdi. O nedenle gelmediğini düşünüyorum. Bir 4 hafta oldu herhalde aramıza gelme işin. Ama.
[00:00:21] Speaker B: Önümüzdeki sene daha iyisin. Daha.
[00:00:23] Speaker A: Iyiyim. Kendimden.
[00:00:23] Speaker B: Yendim burada. Aramızdayım.
[00:00:25] Speaker A: Fenerbahçe olsa daha da kötü olurdu da en azından. Bugün bizim için çok önemli bir gün. Petrus'u, Paulus'u anlayacağız. Petrus ve Paulus kilisenin önderleri olarak bilinen birisi en yakın havarisi, diğeri ise İslâmiyesi'nin müjdesini en fazla bölgeye yayan kişilerden biri. Onları düşününce aklına ne geliyor yani Petrus'la Paulus hakkında? Petrus.
[00:00:44] Speaker B: Çok böyle atılgan bir karaktere sahip. Hatta zaman zaman azarlandığını, İsa'yı azarlamaya çalıştığını yani birçok konuda daha öne çıkan tez canlı diyoruz. Öyle birisi. Paulus biraz daha tabii ki büyüdüğü gelenekten dolayı daha da ağır hareket ediyor gibi. Ama ikisi de gerçekten Tanrı'nın krallığına çok büyük hizmet ettiler. Kutsal yazılarda tabi biliyoruz birçok konuda onlar da Rabb'in esiniyle yazdılar. Ve birisi Yahudilere daha çok müjdelerken, müjdeyi paylaşırken, İsa'yı tanıtırken. Diğeri uluslara kendisi de kendi ağzından da onu söyler. Uluslara elça atanan birisi. İsa'nın ölümü ve dirilişinden sonra İsa'yla karşılaşmış birisi. Bu şekilde Yahudi ve Yahudi olmayanlara müjdeyi paylaşan, Tanrı'nın krallığını duyuran iki kişi görüyoruz. İki farklı karakter, iki farklı misyon aslında. Farklı.
[00:01:36] Speaker A: Geliyor fakat sonra görüyoruz ki hayatlarının sonuna doğru Roma'da buluşuyorlar. Petrus ilk papa olarak biliniyor ve anılıyor, düşünülüyor Katolikler arasında. Paulus dersen yine orada birlikteler. O son anlarında da yine bir araya geliyorlar. Paulus'un hizmetinin başında bir birliktelikleri vardı. Sonra tekrardan Roma'da görüyoruz bir aradalar. En azından orada ikisi de şehit oluyor o anlamda. O zaman bakalım yavaş yavaş. İlk başta Petrus'a başlayalım. Hem onların bir çağrısı var. İsa Mesih'in onları ve kardeşi Andreas'ı ilk çağrılan iki öğrenci olarak görüyoruz. Aynen.
[00:02:05] Speaker B: Teknede balık tutuyorlardı. Evet.
[00:02:07] Speaker A: Onu bir hatırlatır mısın bize? Ondan sonra daha çok Petrus ilişkisine bakacağız. Yani.
[00:02:10] Speaker B: Petrus ile Andreas'ın çağrısı aslında çok sevdiğim bir bölüm. Çünkü orada büyük bir mucizeye de tanık oluyoruz. İsa'ya olan imanın güveninin olduğunu da görüyoruz. Petrus, Andreas başka kardeşler, elçiler seçilmeden önce birlikte balık tutarlarken İsa'nın gelip onların teknesini bir vaaz kürsüsüne dönüştürdüğünü okuyoruz. Vaaz kürsüsüne dönüştürdülerken biraz daha açılarak halktan uzaklaşarak topluluğa hitap etmek için onun teknesini kullanıyor ve aynı zamanda da bakıyoruz ki orada Balıkçı olan kişilere, o uzun gecenin sonunda balık kaplayamayan kişilere İsa diyor ki ağanızı diğer tarafa atın ve derin sulara açılın diye bir çağrıda bulunuyor. Daha sonrasında görüyoruz ki Petrus onun sözüne itaat ederek ki sonuçta balıkçılığı balıkçı bilir. İsa Mesih'in mesleği marangozluktu büyük ihtimalle. Marangozun oğlu diye de anılıyordu. Ve baktığımızda Petrus yine de İsa'ya itaat ederek o ağ atıyor ve öylesine dolu balıklar çekiyor ki diğer arkadaşlarını da çağırıyorlar. Böyle bir mucizede seçiliyorlar. Böyle bir mucizede elçilik görevine çağrılıyorlar. Çünkü İsa orada ona ne diyor? Bırak her şeyi ardımdan gel. Seni insan tutan balıkçı yapacağım. Artık denizdeki balıklarla değil, insanların yüreklerine ağ atarak onları Rab'e getireceksin, Rab'e çekeceksin diyor. O.
[00:03:26] Speaker A: Ilk ilişkileri, o başlangıç bir nevi Petrus'un çağrısında dediğin gibi yani bir kilis önderi olarak çağrısında orada görüyoruz ve elbette biliyoruz ki Petrus adı değildi. Petrus ona verilen bir addı. O bölüme bakacak olursak Matta 16'da Petrus'la bir diyalog var. İsa Mesih Matta 16'da bir sınav değil de bir sorguya çekiyor. Ne deniyor benim hakkımda? Aynen.
[00:03:48] Speaker B: Kendisiyle ilgili sorular soruyor. Hak kim olduğumuzu söylüyor. Hak.
[00:03:50] Speaker A: Kim olduğumuzu söylüyor ve o soruyu alıp ondan sonra Sizce ben kimim? Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Çok ilginç bir şey yani. Bayağı da bir zaman geçiriyor onlarla. Yani ilk defa değil. Arkadaşlar yeni tanıştık. Sizce ben kimim değil de bir ilişkileri var, bir şeyler görmüşler, bir şeyler duymuşlar. Sizce ben kimim? Orada da Petrus'un o ikrarını görüyoruz. Orası hakkında söylemek isteklerin nelerdir? Yani.
[00:04:11] Speaker B: Aslında oradaki karşılaşmayla ilgili bir çok konu var tabi ki. Yani bazı kesimler özellikle o karşılaşmada Petrus'un daha çok böyle bir nevi İsa tarafından kilisenin sütünü dayanağı olarak atandığını söylüyor. İsa'nın orada çünkü Petrus'un ikrarı var. Sen yaşayan Tanrı'nın oğlu Mesih'sin. Ve İsa orada ne diyor? Sen Petrus'sun ve ben kilisemi bu kayanın üzerine kuracağım orada bir kelime oyunu yapıyor Petrus Petra yani küçük kaya büyük kaya böyle orijinalde bir kelime oyunu yaparak aslında bize göre Petrus'un imanı üzerine bu çıkan ağzından çıkan iman ikrarı üzerine kurulan bir kilise var kilisenin bu kayanın üstüne kuracağım amacım tartışma açmak değil teolojik bir tartışmaya girmek değil ama bunu savunanlar diyorlar ki yani İsa işte Petrus'a dedi Petrus'un ve senin üzerine kilisemi kuracağım İlk önder o. Aynen. Yani papalılığı da bu şekilde bir anlamda başladığını söylüyorlar. Biz daha çok Petrus'un şahsına değil onun ikrar ettiği imana önem veriyoruz. Ve kilisenin bu ikrarın üzerine kurulacağını söylüyoruz. İsa Mesih yaşayan Tanrı'nın oğludur. Yaşayan Mesih'tir. Yani bazıları diyor yok böyle anlamak lazım, literel olarak alalım bunu. Tamam biz kutsal kitabı okuyup orada yazılanları alıyoruz, uygulamaya çalışıyoruz. Ama burada Petrus'a mı söylendi, ikrarına mı söylendi? Çünkü eğer illa Petrus'a söylendi diyen varsa İsa Petrus'a çekil önümden şeytan da dedi. Birkaç.
[00:05:34] Speaker A: Ayet sonra 16-23'te. Yani.
[00:05:36] Speaker B: Anlatmak istediğim o. İsa fikirlerden ve düşüncelerden bahsediyor. ağızdan çıkan sözlerden bahsediyor ve ona göre bazı beyanlarda bulunuyor. Tabii ki İsa Petrus'a şeytan demedi. Doğa o düşünceye meydan okudu. İsa'nın çünkü ölüp dirilmesi gerektiğini. Nasıl.
[00:05:51] Speaker A: Ki buradaki düşünce de diyor senin değil. Bu sana gökten verilmedi. Sen bu düşünceye sahip olamazdın. Aynı şekilde o şeytan derken de o da başka birinin düşüncesi. Kötü olanın düşüncesi. Aynen.
[00:06:00] Speaker B: Bu düşünce Rab'den değil bir anlamda. Sana hiçbir şey olmayacak, ölmeyeceksin. Yok İsa bu amaç için geldi. Kesinlikle.
[00:06:07] Speaker A: Burada Petrus'u ben kilisemi bu kayanın üzerine kuracağım. Ölüler diyarının kapıları ona karşı direnemeyecek. Göklerin egemenliğinin anahtarlığını sana vereceğim. Yeryüzünde bağlayacağın her şey göklerde de bağlanmış olacak. Yeryüzünde çözeceğin her şey göklerde de çözülmüş olacak. Bu sözlerden sonra İsa kendisinin Mesih olduğunu kimseye söylememeleri için öğrencilerini uyardı. Mesih olduğunu burada havaliler belki düşünseler de ilk defa böyle bir ağızlarından çıkıyor artık. Dillerinde de oluyor. Fakat söylememeleri için de uyarılmış oluyorlar ve dediğin bir sonraki bölümde de İsa Mesih'in olacakları söyledikten sonra Petrus'un tepkisi var. O çok sert bir ayet olarak da bahsediyoruz. Çekil önünden şeytan. Bundan şöyle algılıyoruz kilise olarak. Yani kilise içinde olan imanlar bile ağzıyla İsa Mesih'i Rab olarak ilan eden, Mesih olarak ilan eden kişiler bile dikkatli olmalı. Çünkü bazen bu dünyanın düşünceleri hala bizlerin hayatında.
[00:06:51] Speaker B: Da yer bulabiliyor. Mesih anlayışı var. Mesih, bekledikleri Mesih. Daha önceki programlarda da bazı konularda değinmiştik ona. Güçlü olmalı. Siyasi bir figür aynı zamanda ya da askeri bir figür. Onları kurtaracak. Ölüm çok tuhaf bir düşünce. Onların beklediği Mesih anlayışına göre. O yüzden ne yapıyor? Kendi beklentisi ya da belki de halkının beklentisiyle yok. Yani sen Mesih'sin. Öyle bir şey olmayacak. Ama çok yanılıyordu yani. Mesih bunun için gelmedi. Aynen.
[00:07:19] Speaker A: İsa Mesih bir balıkçıya balıkçılığı öğretti. Petrus da burada Mesih'e Mesih nasıl olmalıdır onu öğretmeye çalışıyor ve sertte bir yanıt alıyor. Bence haklı bir yanıt çünkü yanlış düşünceye girersen, yanlış beklentiye o beklentin karşılanmadığında sarsılacaksın ve öyle de oluyor gördüğümüz gibi ama. O zaman ilerleyelim biraz da Petrus'la İsa Mesih'in o eleverişin arifesinde o yaşanan diyalog var. O fısıh yemeği sırasında. İsa Mesih'in yalnız kalacağından bahsediyor ve hayır bunlar terk etse bile ben seni terk etmem. Sen beni üç defa inkar edeceksin. Horoz ötmeden o gerçekleşiyor. Hem duygusal hem ruhsal birçok anlamda büyük bir içsel savaşın olduğu bir akşam. Ve İsa Mesih tekrar Yuhanna'da gördüğümüz ayette tekrar buluşuyor Petrus'la. Onu bırakmıyor. Orayı açar mısın? Bu konuda birçok defa vaaz vermişsindir ama. Açacak olursan nasıl anlatırsın o bölümü? 21. bölümden bahsediyoruz bu arada. Petrus'un.
[00:08:05] Speaker B: Inkarı dediğin gibi önceden bildiriliyor. Petrus dahi olsan kendine güvenmeyeceksin, Tanrı'ya güveneceksin bir anlamda. Sonuçta Aziz Petrus, Aziz Pavus, diğer mezin elçileri, imanlılar hepsi bir insan da neticesinde. Yani insan olan hata yapabilir. Dolayısıyla onlar bazen kendileri böyle atılgan davrandıklarında İsa'nın tepkisiyle bir anlamda karşılaşıyordular. Kendi düşüncelerini söylediklerinde orada da sanki öyle bir şey yani herkes inkar etse de ben etmem. Neye güveniyorsun? Bir nevi İsa aslında herkese bir ders veriyor orada. Sadece Petrus'a değil, bütün Mesih imanlarına, bundan sonra onu takip edecek herkese imanlar rabe güvenmek lazım. Hiçbir zaman kendi gücümüze değil. Çünkü İsa aynı zamanda diyor ki, ayakta dimdik durduğunu sana dikkat etsin, düşmesin. Mesih'e sarılmamız gerekiyor. Onun bize sarılmasını sürekli hatırlamamız gerekiyor. Ve Petrus bunu biraz acı bir şekilde anlıyor. Çünkü o dramatik sahnede sonuç olarak İsa'nın dediği oluyor ve Petrus inkar ediyor. Ve o zaman eminim birçok şey sorguluyor ama Mesih her şeye rağmen öğrencilerine sahip çıkıyor. Elini yargı için uzatmaktan çok ayağı kaldırmak için uzatıyor. Yuhana 21. bölümde de öyle harika bir sahne görüyoruz. Ne yapıyor? Öğrenciler artık Yani o beklenti sanki yok olmuş, hayaller yıkılmış. Petrus ben balık tutmaya gidiyorum diyor. Öğrenciler sanki böyle biraz kendi işlerine dönmüş gibi. Ve o sırada İsa ne yapıyor? Kıyıda. Çocuklar hiç balık yakalayamadınız mı? Sonra aynen Petrus'la tanıştığı sahnede olduğu gibi diğer tarafa atın diyor. O zaman bir balık tutuyorlar ve fark ediyorlar bu İsa'nın kendisidir. Ve onları İsa kıyıya çağırdığında görüyoruz ki yine ilgisini gösteriyor. Bir sofra hazırlamış. Çok değerli bir sahne aslında. Her şeye rağmen öğrencilerini besliyor. Her şeye rağmen öğrencilerini kayırıyor. Onları ayağa kaldırıyor. Ve o sahneden sonra Petrus'a üç kez beni seviyor musun diye soruyor. Ve orada tabi ki Petrus'a verilen görevleri görüyoruz. 3 inkar var ve 3 sevgi var. İsa yeniden telafi etmesini sağlıyor ve bir anlamda da Tanrı'nın sevgi türünü keşfetmesini sağlıyor. Yani oradaki özellikle çok fazla giremeyiz belki şimdi ama kullanılan ifadelerde en önemlisi Tanrı sevgisiyle sevmek. O sevgiye güveniyoruz. Petrus'ta bir nevi böyle bir barış sağlanıyor diyelim. Evet.
[00:10:31] Speaker A: O üç inkara bir üç geri çağrı var. Verdiği sözlerde de baktığımız gibi biraz önce Yohanna 21'de şöyle diyor İsa'nın o üç emrine kuzularımı güt, koyunlarıma çobanlık et, koyunlarımı güt. Bu da ayetlerden bir tanesi elbette senin dediğin gibi Petrus'u ilk kaya olarak kabul etmenin sebebi de budur. Ona sorumluluk veriyor, ona söyleniyor bu. Elbette biz bunu yine üç inkar ile bağdaştırıyoruz fakat bazı insanlar daha çok bunu Petrus'un bir baş çoban çobanlar arasındaki bir baş çoban olarak da algılayabilir ama bizim odaklanmamız gereken burada İsa'nın kilisesindeki önderlere verilen sorumluluklar bir tanesi kuzuları ve koyunlar için çabalamak onlar için kendini feda etmek bir anlamda onlara bak onları götür onlar için ne hayırlıysa sen onu yap böyle bir sorumluluk veriyor. Bir.
[00:11:16] Speaker B: Düzen getiriyor. Yani dediğin gibi bu konuyu çok fazla uzatmak istemiyorum ama Petrus tamam yani bir abilik görevi vardı. Ona kesinlikle bir şey demiyoruz. Öne çıkan oydu genellikle. Elçiler adına konuşan oydu. Ama burada tartıştığımız teolojik nokta çok farklı. Yani bir iman ikrarı mı bir kişi mi meselesi. Yani iman ikrarı bizim için daha sağlam görünen yani böyle olduğuna inandığımız temeldir aslında Hristiyan kilisesi için. Diğer.
[00:11:43] Speaker A: Ayette 1. Petrus, 1. Petrus ve 2. Petrus kitaplarına baktığımızda onların bir nevi Petrus'un yüreğinde açıkladığını görüyoruz. Elbette 2. Petrus için biraz daha fazla soru var. Gerçekten o mu yazdı? Onun başka birinin kalemiyle mi yazıldı? Fakat 1. Petrus 2'de...
şaşılası ışığına çağıran Tanrı'nın erdemlerini duyurmak için seçildiniz. Bu ayet gerçekten bir millet. Çünkü Yahudiler biraz daha öyleydi. Geçmişten gelen yani biz ayrıyız, biz şöyleyiz, biz böyleyiz. Artık spesifik bir millet değil. Bir halk var, bir topluluk var, bir kilise var. Burada onun da bu ilanı seçilmiş soy kralın kâhinleri. Hem dünyadaki rolü anlamında Petrus'un bir diğer kardeşlere ve diğer kiliselere verdiği bir görev de var. Yani paylaşıyor bu. Sizler de buna dair, sizler de kâhinsiniz. Sizlerde bir kişi değil, hep birlikte ama ona verilen bu görevi çok güzel bir şekilde Petrus'un paylaştığını görüyoruz. Etrafındaki insanlarla. Paulus'a geçelim. En son Petrus'ta Paulus'un, dinleyenler de merak ediyor. Ne zaman geleceksiniz o konuya? Şimdiden söyleyeyim mi? Petrus'ta Paulus'un bir aynı fikirde olmadığı nokta var ama ona birazdan geleceğiz. Paulus'a bakalım. Paulus'un hikayesi elçileştirilerinde biraz daha erken başlıyor. İman etmeden önce başlıyor. İman edince de çok farklı bir yöne doğru evriliyor ama senin Paulus hakkındaki düşüncelerini alabilir miyim? Ve iman süreci hakkında. Yani.
[00:12:54] Speaker B: Pavus çok hırslı birisi. Onu nereden biliyoruz? Felisî mezhebindeyken, yani henüz Mesih'e Mesih olarak iman etmemişken, bu ortaya çıkan, onların hareket olarak adlandırdığı Mesîmanlarına, imanlılar topluluğuna işkence etmek isteyen birisiydi. İnancında samimiydi. Onu söyleyeyim. Yani sonuçta inandığı değerlere göre savaştığını düşünüyordu. Dolayısıyla Mesih'in mesihliğini reddeden bir Yahudi, bir ferisi mezhebinden birisi kalkıp da İsa'yı Mesih olarak kabul eden insanlara çok da böyle gül dağıtacak halde değildi. Tabi ki onlara karşı ciddi tepkileri oldu, baskıları oldu, caydırmaya yıldırmaya çalıştı. Hatta tutuklamak için kalkıp bir yolculuk bile yaptı. O kadar şey yok bunlar orada da rahat bırakmayacağım onları. Yani bir şekilde hesap verecekler. Bu kendisine göre önceden sapkın olan görüş ortadan kalkmalıydı. Ve biliyoruz ki İsa'yla karşılaşma olayı tam olarak da öyle başlıyor. Bu hırsla kalkıp ne yapıyor? Şam yolunda gidip orada Mesih imanlarını tutuklamak için yola düşüyor. O zaman Mesih'le karşılaşıyor. Öncesinde.
[00:13:57] Speaker A: De bildiğin gibi ilk şehit İstefanus'un taşlanmasında da Saul geçiyor. Onu kentten dışarı atıp taşa tuttular. İstefanus'a karşı tanıklık etmiş olanlar kaftanlarını Saul adlı bir gencin ayaklarının dibine bıraktılar. Böyle sadece bırakılıyor, sonra sağ ol bir anda tekrar veriliyor 9. bölümün başında. Bir amaç için yola koyulmuş dediğin gibi. Ve orada yolda giderken bir görüm görüyor, bir ses duyuyor, duymuyor. Farklı bir şekilde anlattığı yerler var ama orada ne oluyor? Yani.
[00:14:22] Speaker B: Orada özellikle Elçilerin İşleri bölümünde okuduğumuz gibi büyük bir ışık geliyor ve bir ses işitiliyor. Pavlos'un sağ olun kör olduğunu görüyoruz. Ve orada Mesih'in ona bir soru sorduğunu görüyoruz. Yani ''Sağ ol, sağ ol. Neden bana zulmediyorsun?'' Şu bir gerçek. Mesih imanılarına, Mesih'in kilisesine yapılan zulüm Mesih'in kendisine yapılır. Yani şimdi Şam'la ilgili konuşuyoruz. Maalesef geçen hafta Şam'da Mesih imanılarına büyük bir zulüm daha gerçekleşti. Bir katliam gerçekleştirildi. 25 kişi şehit oldu. Aynen. Yani kiliseye bir bombalı saldırı düzenlendi. Kardeşlerimiz şehit edildi. Zihniyet aynı. Yani Mesih'e savaş açılıyor. Ama bizim duamız tıpkı Saul nasıl Pavlos'a dönüştüyse gerçekten orada o kiliseye saldıranlar da Mesih'e dönüşsün. Mesih'e dönsünler, Mesih'e iman etsinler. Yani Saul gibi bir düşmandan Tanrı muazzam bir müjdeci yaratıyor. Kendi savaştığı mesaja karşı büyük bir savunucu oluyor ve büyük bir tebliğci oluyor bir anlamda. Gidip her yerde müjdeyi duyuruyor. İsa Mesih'in Rab olduğunu ilan ediyor. Hatta öğrenciler tedirgin oluyor. Yani bu adam bize zulmetmek isteyen bir adam. Aynı.
[00:15:29] Speaker A: Kişiden mi bahsediyoruz? İsa'da.
[00:15:31] Speaker B: İsa'yı mı duyuruyor şimdi? Yani oradaki karşılaşmadan sonra Havuz Saul, ey efendim sen kimsin? Ben senin zulmettiğin İsa'yım dedikten sonra kalk git ne yapman gerektiği sana bildirilecek diyor. Ve olay orada kopuyor zaten. Ve.
[00:15:44] Speaker A: Şam'a gidiyor. Şam'dayken Rab orada yaşayan Hananya. Hananya'ya görünüyor. Ve diyor ki git onun gözlerini aç. Yani zulmetmeye gittiği kişiyi Rab kullanarak onun iyileşmesini sağlıyor. Gözleri.
[00:15:55] Speaker B: Açılıyor. Ve.
[00:15:56] Speaker A: Şöyle devam ettiriyor. ''Kutsal rula dolasın.'' diye beni yolladı. O anda Sal'ın gözlerinden balık pulunu andıran şeyler düştü. Sal yeniden görmeye başladı. Kalkıp baftiz oldu. Sonra yiyip kuvvet buldu diyor. Ve hemen sonrasında dediğiniz gibi çok atılgan bile o da yani şey o kadar inancından emin hareket ediyor ki şeyi yok adamın. Böyle gri, ona hallederiz. Tamam biraz daha düşüneyim bu konuyu. Değil. Bu doğruysa ben bu yolda Rabbim bana verdiği armağanları kullanırım diyerek çıkıyor hemen. Şam'da bir yürüyüş elinde paylaşmaya başlıyor. Orayı.
[00:16:25] Speaker B: Biraz... Yani orada dediğin gibi müjdeyi duyurmaya başlıyor. Hatta öğrenciler arasında bir tedirginlik oluyor. Gözünü açan kardeş tanıklıkta bulunmasa muhtemelen büyük ihtimalle oradaki kardeşlere haber vermiştir. Yani ki o kardeşler de konuşmaya başlıyorlar, görüyoruz. Ne diyorlar? Önceden savaştığı mesajı şimdi yayıyor. Yaymaya başladı. Eminim orada tedirgin olan çok insan vardı. Sonuçta korkuyorlardı. Birisi peşlerinden geliyor. Onları yok etmek derdinde tutuklayıp götürecek. Artık cezalarını neyse çekecekler. Ve şimdi sonuçlarını bile bile Kendisi bu inanca dönüyor ve daha sonra zulmetmek için gittiği yerde çıkıp birden İsa'nın Mesih olduğunu ilan etmeye, duyurmaya başlıyor. Ve tabi ki bu yaptığı şey aslında Pavlos için de bir ölüm meselesi. Yani niye? Ferisiler, yani oradaki yüksek kuruyeleri, Sanhedrin bunların hepsi bu mesajın tehlikeli olduğuna inanıyor. Pavlos'un böyle bir şeye dönüşmesi, hele ki Feris'i yıllardan beri onun içerisinde olan biri, büyük ihtimalle adamlar şu konuşmayı yapmıştır. Bizim bunu acilen ortadan kaldırmamız lazım. Büyük.
[00:17:31] Speaker A: Bir utanç. Aynen.
[00:17:32] Speaker B: Öyle. Ve sapkın dedikleri inanca bir yığın insanın hakkını etmesi anlamına geliyor bu. Doğru.
[00:17:37] Speaker A: Doğru ve görüyoruz ki herkes şaşırıyor Şam'daki insanın Mesih olduğuna dair kanıtları göstererek Şam'da yaşayan Yahudileri şaşkına çeviriyordu. Ve bunun hemen ardından hem şaşkına çevriliyor hala Felisi büyük ihtimalle daha böyle insanlara Mesih'in talebelerine eziyet etmek isteyen kişiler bu sefer Saul'a düşman oluyor. Diyor ki bizim bunu öldürmemiz gerekiyor. Birçok kentin kapılarını gözlüyorlar. Yani adam koymuşlar bulsalar öldürecekler. Saul'u oradan biraz haber geldikten sonra kaçarak çıkmak zorunda kalıyor Şam'dan. Doğru. Ve burada bir anlamda Paulus'un bazı tarihçilerin iddia ettiği gibi bir şeyi sanki başlıyor. Paulus bu tarafta, Kudüs Kilisesi, Yeruşalim Kilisesi bu tarafta. Sanki çekişme varmış gibi fakat tam tersine Paulus el almaya gidiyor Yeruşalim'e doğru. Sonrasında bunu görüyor. Elbette hemen sonrasında değil de ilerleyen zamanda Paulus Yeruşalim'e gidiyor ve oradaki önderlerle tanışıyor. O konu hakkında ne düşünüyorsun? Çünkü dediğim gibi en çok bu argüman sunuluyor. Gerçekten Paulus, İsa Mesih'in öğretisini mi öğretti yoksa kendi uydurduğu ya da geliştirdiği bir düşünceyi mi öğretti? Marjinal.
[00:18:38] Speaker B: Liberal yorumcular tabii ki kalkıp söylerler. İşte yok Paulus şunu öğretti, yok Paulus bunu öğretti. İsa'nın fikirleri değildi, Paulus'un fikirleriydi. Hristiyan'ın mimarı İsa değil, Paulus'tur bir anlamda vesaire derler. Pavlus'un farklı bir mesaj öğretmesi imkansız. Yani neden imkansız? Birincisi, İsa Mesih'in müjdesi nettir. İsa Mesih'in getirdiği mesaj nettir. Ve Pavlus bu mesaja dayanarak haberini duyuruyor. İkincisi, diğer elçilerden, Petrus'tan ya da öbür havalilerden farklı bir mesaj hiçbir zaman öğretmedi. Hatta tam tersi, Petrus da onun hakkında yazdığında, kutsal yazılarda ne diyor? Mektubunda güç anlaşılması bazı yerler vardır. Pavlus'un dili çünkü ağır oluyor bazen. Ama diyor bazıları öteki kutsal yazıları çarpıttığı gibi onun yazılarını da çarpıtıyor. Ne diyor? Kutsal yazılarla aynı kepeğe koyuyor. Ve güvenin diyor bir anlamda. Yani insanlar onun mesajını çarpıtıyorlar. Onun söylediklerini çarpıtarak anlatıyorlar. Petrus resmen onaylıyor bu mesajı. Ve dediğin gibi Jerusalem'deki kilisede elçilerle tanıştığında neden gitmiyor? Bir el alma meselesi yok. O zaten Mesih'ten bir çare almış. Gidiyor müjdeyi duyuruyor. Uluslara ilan ediyor. İsa'nın Rab olduğunu, Mesih olduğunu. ve elbette bir imkan bulunduğunda sonuçta direkt Kudüs'e dönse eminim birçok sıkıntı yaşayacaktı ki zaten birçok kez dayak yediği öldü sanıldı kentin dışına atıldı şu oldu bu oldu ve nihayetinde öğrencilerle karşılaştığında orada kimse Pavlos'a demiyor kardeşim sen yanlış bir öğreti öğretiyorsun İsa böyle bir şey söylemedi tam tersine birlik içerisinde hareket ettiklerini görüyoruz. birlikte takım olmaya başladıklarını görüyoruz hatta. Doğru.
[00:20:17] Speaker A: Doğru, doğru. Sonuçta Yeruşalem Kilisesi'yle çok yakından bağlı olan Barnabas, Paulus'a eşlik ediyor bir nevi. Paulus'u yetiştiriyor, teşvik ediyor. Onu destekleyen biri oluyor. Yani direkt o kiliseyi temsil eden bunu yapıyor. Ve Galatyalılar 1'de bu elçilerinin dokuzu olan, durumu anan Paulus Efendi şöyle diyor 18-19'da, bundan 3 yıl sonra Kephas'la yani Petrus'la tanışmak üzere Yeruşalem'e gittim. 15 gün onun yanında kaldım. Öbür elçilerden hiçbirini görmedim. Yalnız Rabi İsa'nın kardeşi Yakub'u gördüm diye de bir not bırakıyor Galatyalılara. Bir ilişkisi vardı. Ve onların otoritesini kabul ettiğini de görüyoruz. Gidip onlarla tanışıyor. Onlara bir sayı gösterme durumu da var burada. Ve onlarla bahsederken Petrus da elbette o şeyine geleceğiz ama bir problemi yok. Sadece o bir spesifik bir konuda bir ayrı düştüğü, ayrıştığı yer var. Fakat onu bile Petrus anarken ve Paulus anarken şey yapmıyor. Böyle kötü bunlar, bunlar gibi. Bu.
[00:21:06] Speaker B: Ayrı düşme değil aslında kardeşlik. Yine diyorum programın başında da söyledik. Aziz dediğimiz, Havari dediğimiz, Rabbin elçileri dediğimiz bu insanlar adı üstünde insanlar. Hata yapabilirler, şey açısından korkabilirler, kaygılanabilirler. Sonuçta ilahi bir varlık değil hiçbiri. Petrus da bir hata yapıyor dediğin konu. Yani orada sünnetliler, sünnette olmayanlar, İsrail'liler, öteki uluslar, aralarındaki farklar, diğer uluslarla bir arada oturmak, yemek yemek, bir nevi murdar sayılan bazı Yahudi gelenekleri vesaire bunlardan Petrus'un bir ikilem yaşadığını görüyoruz. Yani birileri yokken biraz daha rahat, birileri varken biraz daha çekingen, onların gözünde de artık korku mu diyelim, doğru olanı yapmaya çalışma mı diyelim bilmiyoruz, bir gerilim var. Biz de insan olduğumuz için anlıyoruz. Olabilir. Bazen bazı kişilere karşı bir mahcubiyet duyabiliriz. Bazen bazı kişilerden çekinebiliriz. Bazen inandığımız mesajı bile konuşmaktan, yaymaktan, savunmaktan... Hani bir geri durabiliriz, sessizleşebiliriz. Anımız değişebilir, günümüz değişebilir, zamanımız değişebilir. Petrus da büyük ihtimalle bunu yaşıyordu. Kardeş olmak dedim. Neden kardeş olmak? Bu bir şekilde iki yüzlü davranışa giriyordu. Pavus ne yapıyor? Kardeşini uyarıyor. Yeri geliyor azarlama. Niye? Ben bir yanlış yapsam sen gelip uyarmayacak mısın? Sen bir yanlış yapsan ben gelip uyarmayacak mıyım? Bu illa zıt düştüğümüz anlamına gelmiyor. Bu illa düşman olacağımız anlamına gelmiyor. Ben kardeşimi seviyorum ve yanlış yaptığında uyarmak benim boynumun borcudur. Çünkü bizim ortak kaygımız Tanrı'yı yüceltmek. Onun mesajını uygulamak. Onu.
[00:22:45] Speaker A: Sevdiği için, ona saygı duyduğu için de uyarması... Sessiz.
[00:22:48] Speaker B: Kalmak düşmanlıktır bir kere. Doğru.
[00:22:50] Speaker A: Doğru. O bölünmeyi arttırıyorsun. Ve Galatyalılarda Paulus neden bu konuyu anıyor? Yani neden böyle derin ve iki kişinin arasında geçen bir diyalog neden böyle yansıtılıyor? Burada gördüğümüz gibi Galatyalıların da problemi. Çok.
[00:23:01] Speaker B: Benzer bir problem var. Eski.
[00:23:04] Speaker A: Anlaşmanın ne kadarı geçerli? Yani sünnet olarak ellerini yıkan, yani etleri yiyebilir miyiz, yiyemez miyiz? Bunlarla tartışıldığı için, onların hayrı için bu konuyu açıyor ve diyor ki bak biz bunu yaşadık daha önce. Petrus'la konuştuk ve sonunda anlaştık, sizin artık geri dönmenize gerek yok diyerek de onların hayrına kullanıyor bunu. Amacı Petrus'a saldırmak değil burada. Yok.
[00:23:21] Speaker B: Sonuçta yaşanan şeylerden ders alıyoruz, derste veriyoruz, insanlara bunu açıklamak için dediğin gibi o konuyu kullanıyoruz ve diyor ki bunu böyle yaşayın. Yani bir örnek olarak kullanması çok değerli bir şey aslında. Ve.
[00:23:34] Speaker A: Bunu bir nevi ne kadar ortak hareket ettiklerini gördüğümüz noktadan biri de Elçin İşleri 15. Bir nevi orada toplandıklarında yarışöründeki belki her şey diyoruz ya ilk konsey gibi, ilk konsil gibi bir yer. Havaller, önderler bir araya geliyor. Şimdi karar verelim. Sünnet gerekiyor mu, gerekmiyor mu? Rabbin ruhu sünnetlere iniyor mu, inmiyor mu? Ya sadece sünnetlere mi yoksa sünnetsizlere de aynısı oluyor mu? Böyle bir tartışmaya giriyorlar. Orada Barnabas'tan bahsediliyor, Paulus var. Bu konsey çok ilginç bir an. Oraya çıktılar mısın? O 15. bölümde ne oluyor? Neden.
[00:24:00] Speaker B: Toplanıyorlar? Yerüşalimin dışında birden bu İsa'nın müjdesi paylaşılmaya başlanınca, insanlar akın akın bir anlamda iman etmeye başlayınca, elçiler de şaşırıyor ne oluyor diye. Yani sonuçta orada eminim daha farklı dertlerle uğraşıyorlar. Yahudilerin baskısı bir taraftan, Roma'nın baskısı bir taraftan. Diğer yandan da bakıyorlar, haberler geliyor. Birçok yerden insanlar İsa Mesih'e iman etmişler. Hatta ayrışmalar da olmaya başlıyor. Yahudi Mesih imanlıları, İsa Mesih imanlıları gelenekleri korumak, bazı dini şeyleri tekrar aynı şekilde yaşamak gerektiğini savunuyor. Öbürleri Mesih'in müjdesi, özellikle diğer uluslardan gelenler. Mesih'in müjdesinin ne olduğu ile ilgili bir kafa karışıklığı yaşamaya başlıyorlar. Mesih'in müjdesine inanınca Yahudi gelenekleri uygulamak gerekiyor mu? Bazı şeyleri bizim de yapmamız gerekiyor mu?
O zaman bir tartışma kopmaya başlıyor. Kimileri onların da işte dediğin gibi Yahudi geleneğinde olduğu gibi sünnet olmaları gerektiğini savunuyor. Kimileri hayır diyor. En son ne oluyor? Ya biz bunu Rabbin öğrencilerine artık soralım yani. Bu.
[00:25:05] Speaker A: Da yine bir otoriteye anılama. Yani orada Paulus orada isteseydi şey edebilirdi. Kardeşler ben eski anlaşmayı biliyorum. İsa Mesih bana Aynı görevi verdi. Ben diyorum ki böyledir. Bana ne Yeruşalim'deki gruptan demiyor. Pavlus'la Barnabas bu adamlarla bir hale çıkışıp tartıştılar. Sonunda Pavlus'la Barnabas'ın başka birkaç kardeşle birlikte Yeruşalim'e gidip bu sorunu elçiler ve ihtiyarlarla görüşmesi kararlaştırıldı. Bir ortak bir bilinç var. Kilisenin yönetimi bir kişinin elinde değil. Karar veriyorlar birlikte ve sonra yarış haline gidiyorlar. Uzunca bir tartışmadan sonra, 7. ayeti atladım. Tartışmadan sonra Petrus ayağa kalkıp onlara kardeşler dedi. Öteki uluslar müjdenin birilerisini benim ağzımdan duyup inansınlar diye. Tanrı'nın uzun zaman önce aranızdan beni seçtiğini biliyorsunuz. İnsanın yüreğini bilen Tanrı, kutsal ruhu tıpkı bize verdiği gibi onlara vermekle onları kabul ettiğini gösterdi. Bir aslında bütün argüman muayete dayalı yani. Kutsal ruh veriliyorsa sen kimsin ben kimim? İşte.
[00:25:54] Speaker B: Tanrı'yı kabul ettiği mühürlüyorsa bize düşen yani buna itaat etmek, bunları cesaretlendirmek. Kutsal.
[00:26:01] Speaker A: Ruhun yönlendirişinden takip etmek yani onun izinden gitmek. Ve öyle de yapıyorlar sonunda. Argümanın sonunda diyorlar ki tamam. Kutsal ruh verildiyse Musa'nın töresine iman etmeleri ya da onu uygulaması gerekmiyormuş diyerekten böyle bir ilk konsil burada toplanıp... Aynen.
[00:26:14] Speaker B: Öyle. Yani orada Paulus bir nevi yaptığı işin ne olduğunu anlatıyor. Doğru. Nasıl bir haber verdiğinden bahsediyor. Elçilerin hepsinin onu dinlediğini, onayladığını hatta bir nevi elçi olarak kabul ettiklerini, kendileri onu elçi olarak gönderdiklerini görüyoruz Antarkya'ya. Kesinlikle. Ve orada mektup içinde mektup diyoruz. Elçilerin işleri mektubunun içinde, kitabının içinde. 15. bölümde 22. ayet itibariyle bir mektup yazılıyor öteki uluslardan olan imanlılara. O mektupta da bütün ne diyor? İmanlılar topluluğuyla elçiler ve ihtiyarlar kendi aralarından seçtikleri adamları Pavlus ve Barnabay ile birlikte Antakya'ya göndermeye karar verdiler.
ve kardeşlerin önde gelenlerinden Barsabba denilen Yahuda ve Silas'ı seçtiler. Ki Silas'ı da biliyoruz, Pavlos'la çalıştı yakından. Evet.
[00:27:04] Speaker A: Birlikte Rabbin Mücesini Türkiye'de, Anadolu'da paylaştılar. Ve.
[00:27:08] Speaker B: O zaman ne yapıyorlar? Yani kardeşleriniz olan biz elçilerle ihtiyarlardan, öteki uluslardan olup Antakya, Suriye ve Kilikya'da bulunan siz kardeşlere selam. Bizden bazı kişilerin yanınıza geldiğini, Sözleriyle sizi tedirgin edip aklınızı karıştırdığını duydum. Mesele neymiş? Oradan gelen haber, ya işte bu Mesih Kudüs'te ortaya çıktı. Yaruşalim'de. Orada insanlar iman etmeye başladı. Onun havarileri denilen kişiler hala orada yaşıyor. Ve birileri ne yapıyor? Bunu kullanarak, ha biz oradan geldik. Bak İsa şu an yok aramızda ama onun havarileri var. Ve bunu şöyle yapmanız lazım. Elçilerin haberi olmayan bir şeyi elçilerin adına öğretiyorlar. O zaman ne yapıyor? Bu tehlikeli. Kardeşler kafa karışıklığı yaşıyor. Tedirginler. Yani gerçekten biz buna iman edip kurtulacak mıyız? İşte iman ettikten sonra neler yapmamız gerekiyor? Ve ne diyor? Bunlarla ilgili onları biz göndermedik. Yüreğiniz bir kere rahatlasın. Onların bizimle bir alakası yok. Bunun için aramızdan seçtiğimiz bazı kişileri. Esasen şimdi gönderiyoruz diyor. Ne yapıyor? Sevgili kardeşlerimiz Barnava ve Pavlos'la birlikte size göndermeye karar verdik oy birliğiyle. O zaman onlar birlikte ne yapıyor? Bu ikisi Rabbimiz İsa Mesih'in adı uğruna canlarını gözden çıkarmış kişilerdir ve onları birlikte gönderiyorlar. Kutsal ruh ve bizler gerekli olan şu kuralların dışında size herhangi bir şey Yüklememeyi uygun gördük. Putlara sunulan kurbanların etinden, kandan boğularak öldürülen hayvanların etinden ve fuhuştan sakınmalısınız. Ahlaki ve Tanrı'nın dışında başka ilah edinmekle ilgili bazı yasalar dışında hiçbir şey yüklemiyorlar onlara. Doğru. Kendi Yahudi kimliğinin getirdiği şeyi yapmakla ilgili bir şey yüklenmiyor diğerlerine. Doğru.
[00:28:51] Speaker A: Galatyalılar ikide de yine anıyor Paulus bunu. Topluluğun direkleri sayılan Yakup, Kefas ve Yuhanna, Petrus ve Yuhanna bana bağışlanan lütufu sezince paydaşlığımızın işareti olarak bana ve Barnaba'ya sahillerini uzattılar. Buna el alma olayını bahsediliyor ama öteki uluslara bizlerin Yahudilere kendilerinin gitmesini uygun gördüler. Ancak yoksulları anımsamamızı istediler. Zaten ben de bunu yapmaya gayret ediyorum. Bu ayet hep aklıma takılmıştır. Rabbin müjdesini paylaş ve orada ekledikleri ancak yoksulları anımsamamızı istediler ve kilisenin de böyle müjdeyi duyur ama insanların ihtiyaçlarını da göz ardı etme. Böyle de bir ikili bir görev aldıklarını görüyoruz ve Paulus devamlı. bunu teşvik ediyor. Yoksullar için, öksüzler için, dul kadınlar için devamlı bir teşvinde görüyoruz. Böyle de bir sadece ruhsal bir mesaj değil. Kilisenin bakımı için koyunları gütmek, onların ihtiyacını karşılamak için gerekli birçok şeyi kilise olarak Paulus'a da yüklüyorlar. Ona da veriyorlar bu aynı görevi. Sadece bölgesel bir ayrılık var. Çünkü.
[00:29:45] Speaker B: İsa'dan aldılar bunu. İsa Mesih böyle yaptı hizmetinde. Kesinlikle.
[00:29:48] Speaker A: Paulus da sadece Şeyleri de gitmiyor ama. Grekler verildi de Yahudi olmayanlar görev olarak verildi. Ama ilk gittiği yerler hep sinagog. Sinagog da başlıyor. Yahudilerle başlayıp ondan sonra. Orada da yine bir... Bak Rabbim sözünü siz biliyorsunuz. Bilenlere paylaşayım mı? O pekladines mesik geldi. Onu paylaşıyor. Çoğu zaman kovuluyor. Gidip ondan sonra Yahudi olmayanlarla paylaşıyor. Çok değerli. Bence bu Petrus da Paulus'un kilisenin ilerleyişini de çok güzel görüyoruz birlikte. Farklı yerlerde hizmet ettiklerini anıyoruz elçiler içinde. Kapatarken de biraz zaman geçti ama seni normalin üstünde bir tuttuk burada. Kısa da bir konuyu açmak istiyorum. Bir.
[00:30:24] Speaker B: Süre gelmeyince. Bir süre gelmeyince. Aynen.
[00:30:25] Speaker A: Bir süre böyle oluyor böyle. 3 hafta 4 hafta gelmezsen. Son olarak da şeye bakmak istiyorum. Çok hızlı, 1-2 dakikalık fazla zaman geçirmeyelim. Paulus ve Herod. Bunu birkaç haftadır konuşuyoruz kanalımızda. Fakat sen de dediğim gibi gelmediğin için bir süre. Senden de duyalım. Az.
[00:30:38] Speaker B: Önce konuşurken söyledim ya çok gerilecek bir konu bile değil ama. Değil.
[00:30:42] Speaker A: Ama işte giriliyor. Girildiği için de biz de bir şeyler söylemek zorunda kalıyoruz. Bir de senden duyalım. Pavlos, Herodes'in akrabası gibi böyle yakından bir siyasi bir figür, politik bir figür müydü? Yoksa gerçekten İsa Mesih'in geleceğini, yakın bir zamanda geleceğini düşünerek çok hizmetine odaklanmış bir karakter miydi? Nasıl.
[00:30:58] Speaker B: Görüyorsun? Yani öyle bir akrabalık bir şey kutsal kitapta görmüyoruz. Olup olmaması ne değiştirir onu da bilmiyorum. Hadi diyelim akrabası ne olacak? Hirodes'in akrabası iman edemiyor mu? Gerçekten Mesih'le tanışamıyor mu? Onun müjdesini ikna olup kendisi duyuramıyor mu? Yani dediğin bazı şeyler nedense hani illa alınıp bir malzeme edinmek isteniyor. Ama kutsal yazıları okuduğumuzda elçilerin işlerinde ya da diğer mektuplarda orada burada herhangi bir akrabalık, herhangi bir soydaşlık şey açısından görmüyoruz. Yani öyle bir olay da yok. Bir.
[00:31:30] Speaker A: Tek o dediğin gibi Elçin İstediği 13'teki liste varken orada Bölge Kralı Hirodes'le birlikte büyümüş olan Menahem ve Saul kısmı var. O da elbette Grekçe'de bir şey uyandırmıyor ama Grekçe bilmeyen kişiler için orada sanki Saul ve Menahem Hirodes'le birlikte büyüdü fikri var. Eisenman diye bir profesör var. Daha çok onun öne attığı bir fikir. Fakat Eisenman kumran yazıtları hakkında da çok büyük yanılan bir insan. O yüzden çok güvenilen bir karakter değil akademik anlamda. Çok marjinal bir fikir. Fakat böyle bir düşüncesi var. Bir de o Romalılar bölümünde Paulus selam gönderirken Herodin diye birine gönderir. O da Herodis'in ailesinden mi de değil midir? Böyle bir iddia var. Ne diyorsun hocam? İlginç.
[00:32:08] Speaker B: Bir takıntı bilmiyorum. Yani tuhaf geliyor bana böyle konular. Ama.
[00:32:11] Speaker A: Liberal Hristiyanlar veya akademisyenler bile kabul etmiyor elbette bu görüşü. Savunan çok çok çok az. Yok.
[00:32:17] Speaker B: Değil mi? Ya eski çeviri, Kitap Mukaddes çevirisi ya da birkaç farklı Türkçe çeviride de o net görülüyor. Senin dediğin gibi bu ayette şu kişi ve Saul derken, Pavlos derken birlikte aynı şey olduklarını söylemiyor. Hatta eski çeviride virgülü ısrarla koyup hatta çizgi çekip yani bak bu anlama geliyor. Niye? Çünkü orijinal Grekçesinde aktarmaya çalışıyor bize ne olduğunu. Grekçe'de o kadar sert bir ayrım var. Baktığında alakası yok yani öyle bir şeyle. Evet.
[00:32:47] Speaker A: Teşekkürler bu konuda düşünceni paylaştığın için. Ben.
[00:32:49] Speaker B: Teşekkür ederim. Güzel.
[00:32:50] Speaker A: Bir sohbet oldu. Seni tekrar bekliyoruz Özgür Uludağ adaşım. Dilerim.
[00:32:55] Speaker B: Hayırlısıyla. Dilerim.
[00:32:57] Speaker A: Beşiktaş şampiyon olur da daha fazla görürüz Özgür Uludağ kardeşimi. Arkadaşlar çok teşekkürler bize eşlik ettiğiniz için. Petrus, Paulus ve onların arasındaki o diyalog, bir kardeş sohbeti, bir disiplin süreci oldu bildiğiniz gibi. Biz o konulara değindik. Eğer düşünceleriniz varsa, sorularınız varsa hala bu konu hakkında belki tam değinmediğimiz açıklamada açıklayamadığımız, açıklayamadığımızı düşündüğünüz şeyler. Lütfen yorumlarda paylaşın ki Özgür kardeşim gelip kendisini açıklasın. Seveceğim. Kendinize iyi bakın, esen kalın.