Pentikost Bayramı - Parakletos Kimdir? Bir peygamber mi yoksa Kutsal Ruh mu?

Episode 35 June 07, 2025 00:31:58
Pentikost Bayramı - Parakletos Kimdir? Bir peygamber mi yoksa Kutsal Ruh mu?
Özgürce - Türk Hristiyanlar Anlatıyor
Pentikost Bayramı - Parakletos Kimdir? Bir peygamber mi yoksa Kutsal Ruh mu?

Jun 07 2025 | 00:31:58

/

Show Notes

Pentikost Bayramı - Parakletos Kimdir? Bir peygamber mi yoksa Kutsal Ruh mu?

Pentikost Bayramı’nın ruhani derinliğinde, Parakletos kimdir sorusuna birlikte cevap arıyoruz. Özgürce podcast’inin bu özel bölümünde, sunucumuz Özgür Jerdan ve Antalya İncil Kiliseleri Kaleiçi Pastörü Özgür Uludağ, Hristiyanlık ve İslam arasındaki önemli bir tartışma konusunu ele alıyor. Bu bölümde, Parakletos’un Kutsal Ruh’a mı yoksa bir peygamber olarak Muhammed’e mi işaret ettiğiyle ilgili Müslümanların ileri sürdüğü iddiaları detaylı bir şekilde değerlendiriyoruz. Yunanca kökenine ve bağlamına odaklanarak, Kutsal Kitap’ın Parakletos’un yalnızca Kutsal Ruh’a işaret ettiğini nasıl açıkça ortaya koyduğunu inceliyoruz. Ayrıca, Pentikost Bayramı’nın sadece Kutsal Ruh’un inişiyle değil, aynı zamanda Kilise’nin doğum günü olmasıyla da büyük bir öneme sahip olduğunu konuşuyoruz.


View Full Transcript

Episode Transcript

[00:00:00] Speaker A: Arkadaşlar merhaba. Özgürce'ye hoş geldiniz. Bugün Özgür Uludağ kardeşimle birlikte iki konuya bakacağız. İlk olarak Çoğuz'un dizisi hakkında biraz sohbet edeceğiz. Çok sevdiğimiz bir dizi. Biraz ondan bahsedip sizlerle ondan sonra yarın kutlayacağımız Pentecost bayramı hakkında konuşacağız. Pentecost neden Hristiyanlar için önemli? Elçinin işlerinde ne oldu, ne bitti? O konulara ve en çok gelen sorulara birlikte cevap vereceğiz. Hoş geldiniz. Adaş hoş geldin. [00:00:22] Speaker B: Hoş bulduk. Hepimize hoş geldik. [00:00:24] Speaker A: Evet. Çok değerli bir bayramı kutlayacağız yarın ama aynı zamanda çok soru var. Bu bayram hakkında, Pentecost bayramı hakkında. Çünkü hem isim olarak bazen kafa karıştırılabiliyor. Fakat öncesinde Pentecost'a girmeden Chosen dizisi hakkında biraz konuşalım. İzledin mi? [00:00:39] Speaker B: İzledim. Yani birkaç bölümünü izledim. Tüm sezonları değil. Zannedersem ikinci sezondayım. Tam hatırlamıyorum ama çok gerçekçi geliyor. kültürü, tarihi bence harika yansıtmışlar. İzlediğimde çünkü şey fark ettim, özellikle o din adamlarının, ferisilerin o anki sıkışmışlığı, oradaki angarya altındalar, onlara karşı korkuları, baskı hissetmeleri, hareketlerini ona göre düzenlemeleri, aman bir karışıklık kaygaşa çıkmasın, bizi mahvedecekler. Böyle düşününce gerçekten daha canlı geliyor o dönemin atmosferi. [00:01:15] Speaker A: Aslında çok sevdiğim bir dizi benim de. Severek izlediğim. Uzun yıllarda izliyorum. Elimden geldiği kadar destek olmaya çalışıyorum çevirilerle vs. Fakat her bölümün başlangıcında diyorlar zaten yani kutsal kitapla çok yakın bir şekilde yapıyoruz. [00:01:28] Speaker B: Ama göre göre değil. [00:01:29] Speaker A: Solgu var sonuçta. Yani bir film çekmeye çalışıyorsun. Arada çok boşluk var. [00:01:33] Speaker B: Yok, o kurgu bence çok güzel şeyleri anlamaya neden olabiliyor. Oradaki atmosferi bir havasına alıyorsun en azından. [00:01:39] Speaker A: Kesinlikle. Ve çalıştıkları bir ekip var. Teologlar var, Katolik var aralarında, Yahudi var, Protestan var. Farklı tarihi, geçmişi olan insanlardan bilgi alarak bu bölümleri yapıyorlar. Demiyorlar ki bu direkt oldu. Ama bazen yani... Her yaratıcılık, ne zaman olaya dahil olduğunda insan yaratıcılığından bahsediyorum, ister istemez bir tepki görüyor. Ya bu İncil'ler böyle demiyor. Evet demiyor ama aslında hiçbir şey demiyor. Orası boş bırakılmış bir alan. [00:02:02] Speaker B: İnsanlar... Biraz hayal gücü devreye giriyor. [00:02:04] Speaker A: Kesinlikle. [00:02:05] Speaker B: Zaten demiyorlar, birebir kutsal kitabı şu anda size anlatıyoruz. Tamam mı? Oradan alıyorlar, anlatıyorlar. Ama bazı şeylerde de bir kurgu devreye giriyor. [00:02:13] Speaker A: Kesinlikle. Ama eski İsa Mesih'in hayatını anlatan filmlere göre Çok daha kaliteli. [00:02:18] Speaker B: 10 yıldır siz davet edin. [00:02:20] Speaker A: Kesinlikle çok kaliteli. [00:02:21] Speaker B: Hem görüntü kalitesi hem karakter seçimleri. Sen söylüyordun yani sarışın İsa. [00:02:27] Speaker A: Değil mi? [00:02:28] Speaker B: Avrupa'ya bir İsa modeli çıktı tarih içerisinde. [00:02:31] Speaker A: Kesinlikle öyle. [00:02:32] Speaker B: İsa Yahudi'ydi unutmayalım. [00:02:34] Speaker A: Aralarında mesela o 12 havarinin arasında Mısırlı olanlar var. Hatta 1. sezonun 3. ya da 4. bölümünde küçük bir kız var. Hatırlıyor musun? Bir İsa Mesih onunla buluşuyor, görüşüyor. İki arkadaşıyla birlikte İsa Mesih'in kamp yaptığı yere geliyor. O kız Türk. Sonradan fark ettim. Aslında bir Türk ve Amerika'da yaşıyor. Oradan girmiş mesela, orada videoya dahil olmuş. Ama Mısırlısı var, yanlış hatırlamıyor musun? Birkaç tane Yunan, Iraklı, böyle farklı yerlerden Hıristiyanlar, Ortodoks, Katolik, Protestan Hıristiyanlar oynuyor çoğunluğu. Onlardan oluşuyor. [00:03:07] Speaker B: Matta rolü biraz ilginç. O Matta için seçtikleri karakter o biraz garibime gitmişti, tuhaf gelmişti bana. Ama o dışlanmışlığı yansıtması bence gayet güzeldi. [00:03:17] Speaker A: Dışlanmışlık artı onun bir disorder denilen bir bozukluk var yani bir karakteristik anlamda ama onu da elbette kurgularken şeye bakaraktan yani Matta'nın yazılışına bakaraktan çok detaycı. Çok böyle, bu böyle miydi böyle mi oldu? Her şeyi sonuna kadar kurcalayan bir karakter olarak yansıtıyorlar. Bence çok değerli bir dizi. [00:03:34] Speaker B: Yok, müjdeyi anlatmak için, kültürü, atmosferi, tarihi anlatmak için, yani İmcil'in mesajını harika bir şekilde açıklamak için. İzlemeyen varsa kesinlikle öneriyorum. İzlenmesi gerekiyor. [00:03:45] Speaker A: Değerli. Amerika'da Netflix'te izleyebiliyorsun mesela. [00:03:47] Speaker B: Ben Türkiye'de girmeye çalıştım, olmadı. [00:03:50] Speaker A: Evet, Türkiye'de Netflix'te yok, Amerika'da yok. [00:03:51] Speaker B: Duyduğunuz lokasyon desteklemiyor mu? Öyle bir şey çıkıyordu sanıyorum. [00:03:54] Speaker A: Türkiye'de Türkçe olarak izleyebildiğiniz iki yer var. Bir Chosen'un kendi web sitesi, ücretsiz olarak izleyebiliyorsunuz. Ve aynı zamanda isamesih.info kanalı var. Oradan bütün 4 sezon var şu an Türkçe'de, dublaj haliyle. 4 sezonu da izleyebiliyorsunuz. [00:04:08] Speaker B: Altyazılı da vardı değil mi sanırım? [00:04:10] Speaker A: Altyazılı ve dublaj olarak. İkisi de var. Kesinlikle tavsiye ederim. Yani mükemmel bir dizi. Ve ben de biraz geride kaldım. Ben de bu 4. sezonu bitiremedim henüz. Onları bitirip çevirisinde uğraşınca bazen gidip de izlemek biraz zor oluyor. Zaten destek olmuşuz, izlemişiz bir kısmını. [00:04:24] Speaker B: Çeviriden izlemiş gibi oluyorum. [00:04:25] Speaker A: Evet, evet, evet. Ama çok güzel. Düşüncelerinizi merak ediyorum. Eğer izlediyseniz lütfen düşüncelerinizi paylaşın. Biz de bir sonraki videomuzda belki o konular hakkında daha fazla değiniriz. Bugünkü ana konumuz Pentecost. [00:04:36] Speaker B: Evet, Pentecost bayramı geliyor. [00:04:38] Speaker A: Evet, yarın kiliselerimizde anacağız, kutlayacağız Pentecost bayramını. İlk olarak Pentecost. Pentecost ne demek? Nereden geliyor? Ona bir bakalım. [00:04:46] Speaker B: Pentecost kiliseyle ya da İncil'le çıkmış bir şey değil tabii ki. Bazen o yanlış anlaşılabiliyor. Şekil değiştirdi diyoruz. daha derin bir anlam gördük. Hep Kutsal Kitap'ta şunu hatırlatıyor bana. Açıklanan şeyler işin aslıdır. Geçmiştekiler bunun gölgesidir. Ve baktığımızda Pentikost da tam olarak öyle bir şeydir. Eski ahitte Şavuot diye geçiyor. Haftalar Bayramı. Özellikle Mısır'dan çıkış 23. bölümde bunu görüyoruz. Merak eden kimseler varsa. Bu yasanın verilişidir. Yani Tevrat'ın, Tora'nın Sina Dağı'nda verilmesiyle ilgili bir bayramdır. Yasa veriliyor ve aynı zamanda da Hassad döneminde Tanrı'ya sunulan İlk ürünler, meyveler, ürünler bayramıydı ve Kutsal Kitap'ta özellikle 19. yani Mısır'dan çıkış 19. bölümde insanlar Sina Dağı'nda Musa Tanrı'yla görüşüyor ve orada artık bir yasa veriliyor halka. O işte tam olarak Pentecost bayramıdır, Pentecost günüdür. [00:05:40] Speaker A: Evet ve elçileşlerine birazdan bakacağız. Elçileşlerin 2'de neden o kadar kişi bir araya toplanmıştı? Neden? Farklı farklı ülkelerden bahsediyoruz burada. Farklı bölgelerden Yahudiler görüşmeye geliyor. [00:05:50] Speaker B: Diyaspora toplanmıştı, bir araya gelmişti. Farklı yerdeki diyasporalar. [00:05:54] Speaker A: Bu anlamı 50. Fısıh bayramından erdi gün sonra Pentekos kutlanıyor. Böyle bir sayım var. Elbette havariler de toplanmış. Fakat İsa Mesih bir gün önce onlara beklemelerini söylüyor. Kutsal ruhun geleceğini vaat ediyor. Ve elbette kutsal ruhun gelişi hakkında İsa Mesih'in çok net sözleri var Yohanna'da. Müslüman arkadaşlarımız alıp yani kutsal kitap değişti ama bak burada bir hakikat var. Burası değişmemiş çünkü hoşumuza gitti bu kısım. Parakletos. O konu hakkında biraz düşüncelerini paylaşabilir misin? Kale içinde, Antalya çiftlisinin kale içi pastörüsü. Eminim çok soru geliyor bu konu hakkında. [00:06:29] Speaker B: Geliyorlar. Yani genellikle açıyoruz Yuhanna 14. bölümü, 15. bölümü. Bir kere bağlam diye bir şey yok halkımızda. Yani bağlamı değerlendireyim ya da sadece bir kelimeyi cımbızla çekiliyor işte bu budur diye ama öncesi ve sonrası var. Eğer Parakletos'u kabul ediyorlarsa İncil'de yazan Parakletos'u açıp okuyorum ben Yuhanna 14. bölümü ve İsa orada kendisiyle ilgili bir çok şey açıklıyor. ve yardımcı ruh geldiğinde özellikle beni yüceltecek diyor. Eğer bu parakletosu kabul ediyorlarsa kesinlikle Kutsal Kitap açıktır. İsa'yı yüceltmeleri gerekiyor. İsa'ya iman etmeleri gerekiyor. [00:07:05] Speaker A: Dediğin gibi Yuhanna 14'ün 2. bölümü daha sonlarına doğru ve 15'te mi demiştin? [00:07:09] Speaker B: 15. [00:07:10] Speaker A: Okuyayım istersen. Yuhanna 14-26'da diyor ki, ''Ama babanın benim adımla göndereceği yardımcı Kutsaruh size her şeyi öğretecek. Bütün söylediklerimi size hatırlatacak.'' diyor. Ve burada arkadaşlarımız gelip o yardımcı, Parakletos kelimesini Kutsaruh değil de elbette Muhammed peygamber olarak düşünüyorlar. [00:07:25] Speaker B: Öncesine bakmıyorlar, sonrasına bakmıyorlar genellikle. [00:07:29] Speaker A: Ve burada aslında sadece bu cümleye bakacak olsak benim adımla göndereceğim. Yani o zaman bir anlamla gelen peygamberin İsa Mesih'in adıyla gelen bir peygamber olduğunu da kabul etmek zorunda kalıyorsun. Bu sanki peygamberden biraz daha üstün bir kişi olduğunu sadece o ayeti cımbızla çeksen bile kabul etmek zorunda kalıyorsun. [00:07:47] Speaker B: Dediğim gibi zaten devamında da anlatıyor birçok şey. Yuhanna'da 13. bölümde İsa bir alçak yönelik örneği sergiliyor ve sonra gidişiyle ilgili öğrencilerine birçok şey anlatmaya başlıyor. İhanet edileceğinden bahsediyor kendisine. Petrus'un önceden inkarından bahsediliyor ve öğrencilere birbirlerini sevmeleri buyuruluyor. Bir şey hazırlıyor İsa ve 14. bölüme baktığımızda o yüzden diyorum öncesini sonrasını iyi incelemek lazım. Sadece zaten bu ayetin öncesi ve sonrasındaki ayetler açıklıyor ama bölüm bizi nereye götürüyor onu iyi görmek lazım. 14'te de kendisi babaya giden yol olarak açıklanıyor. İsa Mesih orada ben babaya gidiyorum gidip size yer hazırlayacağım diyor. Orada hatta Thomas'la konuştuğunda özellikle insanlar şunu söylüyor. İsa kendisi ben tanrıyım dedi mi birçok yerde dedi. Tabii ki bizim anladığımız ya da söylediğimiz tabirle ben tanrıyım demedi ama Mesela yol gerçek ve yaşam benim dedi. Oradaki benim ifadesi özellikle Tanrı'nın Mısır'dan çıkışta kendisini halkına tanıttığı egoeimi benim ifadesi ben benim ifadesi aynısıdır. İsa Yahudilerin ağzını almaya korktuğu ismi o kişi benim diyor. Ve sonra ne diyor? Kutsal ruh gelecek. Başka bir yardımcı gerçeğin ruhu. Orada incelemeye başlıyorum ben genellikle gelen kişilerle. Neden bunu yapıyorum? Dediğim gibi çünkü öncesi sonrası okunmuyor ama hemen onlarla okumaya başlıyorum. Diyorum ki bak kardeşim burada hemen şunu söylüyor, dünya onu kabul edemez. Bahsettiğiniz kişiyi kabul ediliyor mu? Ediliyor. Görünen birisi yani. İsmi var, yaşadığı bir dönem var, tarih var. Çünkü onu ne görür ne de tanır diyor. Görünen birisinden bahsetmiyoruz burada. Doğru. Ve siz onu tanıyorsunuz diyor. Neden? Çünkü o içinizde olacak. Aranızda yaşıyor ve içinizde olacak. Ve dediğin gibi yani birçok buyrukla aslında onun kendisini yücelteceğinden bahsediyor. Ve ne oluyor? Bunları anlattıktan sonra tekrar öğrencilerine kendisine bağlı kalmalarıyla ilgili Yuhanna 15'te asma ve çubuklar örneğini veriyor. [00:09:50] Speaker A: Evet. [00:09:51] Speaker B: Hepsi birbirini tamamlıyor. Öyle rastgele konuşmuyor İsa. [00:09:54] Speaker A: Kesinlikle. Ve verilen vaat, havarilere verilmiş bir vaat. Yani 600 yıl sonra bir şey olacak değil de size yardımcı gelecek, size hatırlatacak, size bunu yapacak ve direkt o kişilere konuşuyor. Elbette bugün de geçerli fakat konuştuğu, ilk konuştuğu kişiler direkt karşısında oturan havarileri var. Ben benim tarafımda hemen netlik kazandıralım. Eğer Müslüman arkadaşlarımız bakmak isterse Mısır'dan çıkış 3.14'te Tanrı Musa'ya o yanan çalığı aracılığıyla konuştuğunda bunu diyor. 13-14'te Mısır'dan çıkıyoruz. Tanrı ben benim dedi. İsraillere de ki beni size ben benim diyen gönderdi. Bu da bizim için bir not olsun. Bir merak edenler gidip araştırmak isterse. [00:10:29] Speaker B: Ve 7 defa İsa kendisi için bunu kullanıyor. Birçok yerde de var. [00:10:34] Speaker A: Çok güzel. O zaman Parakletos tarafında bence yetmeyecek ama şimdilik için yeterli çünkü eminim devam edecek bu düşünceler. Ama Elçin İşleri 1'e dönerim. Ki de Kutsal Ruh'un verilişini göreceğiz ama Elçin İşleri 1'de İsa Mesih'i havale erili son bir defa zaman geçiriyor. Onlarla göğe alınmadan önce onların birkaç sorusuna cevap veriyor. İstersen ona hızlıca bakalım Elçin İşleri 1 için ne söylemek istersin, ne dikkatini çekiyorsun? [00:10:57] Speaker B: Yani orada İsa göğe alınmadan önce yine görüyoruz ki öğrencilerin henüz tam olarak anladığı bir şey yok. Kutsal ruhun gelmemesi sebebiyle büyük ihtimalle bazı şeyler halen gizem onlar için ve orada hatta İsa'ya diyorlar ki ya egemenliğimiz şimdi mi olacak? Hala böyle kafada farklı bir bekleyiş var sanki. Ama İsa ne diyor? Sizin bazı zamanları, bazı şeyleri bilmenize gerek yok. Sadece iman edin. Ama orada zaten bir vaatte bulunuyor. Elçilerin işleri 1-8'de ama kutsal ruh üzerinize inince güç alacaksınız. [00:11:32] Speaker A: Bu parakletos. [00:11:33] Speaker B: Daha önce Yuhanna'da incelediğimiz şey. Ne diyor? Yerüşalim'de bütün Yahudi'ye ve Samiriye'de ve dünyanın dört bucağında benim tanıklarım olacaksınız. Kutsal ruhun vaat ediyor, alacaklarını söylüyor. İçlerinde yaşayacaklarını, üzerlerine ineceklerini ve güç alacaklarını. Hatta bununla ilgili bazı yanlış bilgiler de var şey açısından. Özellikle İsa'nın Yahudi halkına öncelikli hizmeti. Hatta bazı yerlerde işte İsrail'in kayıp yitik koyunlarına gönderildim. Çünkü belli aşamalar vardı ve İsa hem öğrencilerine hem de yaptığı hizmette birçok şeyi açıklayıp aşama aşama göstermeye çalışıyordu. Burada da aynı şeyi görüyoruz. Yerüşalim'de, Yahudiye'de, Samiriye'de ve dünyanın dört bucağında adım adım giden bir şey var. Elçilerin işleri kitabını açıp okursanız tavsiye ederim. Sonuçta ilk kilisenin tarihini görüyoruz o kitapta. Kutsal ruhun işlerini görüyoruz. Elçilerin işleri diyoruz. ve orada gerçekten kilisenin kuruluş aşamasında da İsa'nın vaat ettiği şeylerin Pentekost günüyle başladığını görüyoruz. Kilisenin doğum günü aslında bir anlamda. [00:12:34] Speaker A: Pentekost'un gerçekten öyle bir değerli bir anlamı var. Bizim kiliselerimizin bir İsa'ya iman etmek var ya da İsa'nın doğru bir yol olduğunu kabul etmek var. Burada havarilerin sorduğu sorulardan da dediğin gibi tamam İsa'yı kabul ediyorlar ama hala kafaları çok karışık İsa Mesih'in yapmak istedikleriyle hakkında. Şimdi mi gelecek krallık, ne zaman? Bu hala bir krallık, bir güç beklentisi. Ertesi gün her şey netleşiyor gibi. Bu verdikleri vaazdan bence anlıyoruz. Fakat burada benim de dikkat çekmek istediğim, Selami'yle yaptığımız o tepki videosunda, Sözler Köşkü'nden yayınlanan o videoda, o arkadaş okumadım ama hafız değilim. İncil'i okumadım ama böyle bir düşüncem var dediğinde bu parekletos kelimesine giriyor. Elbette Yuhanna'da kalıyor ama o dediğin gibi buraya gelse, hiç kimse kullanmıyor bu buradaki parekletos. Burası değişmiş olan kısmı olabilir. Buraya kullanmaya çekiniyorlar çünkü dediğin gibi çok net bir şekilde bir ruhdan bahsediyor. Üzerinize gelecek güç alacaksınız. Direkt oradaki havarilere sunulmuş olan bir şey bu. [00:13:26] Speaker B: Bağlam kraldır diyoruz. Bağlam her şeydir. Bizim profesörümüz sürekli söyleyip durdu bize onu. Bağlamı kaçırırsak her şeyi yanlış yorumlamaya başlarız. Aynı şey kendi kitapları için de geçerli bence. O yüzden bağlama dikkat etmeden yorum yapıyorlarsa şunu soruyorum. Kendi kitabınıza aynı şeyi yapabiliyor musunuz? Yaparsak kim bilir neler çıkar. O yüzden o bağlamı kaçırmak çok yanlış niyetle yapılan yorumlardır. [00:13:50] Speaker A: Burada aklıma bir soru geliyor ama Özgür. Şimdi bakıyorum kutsal ruh geldiğinde bunu bunu yapacaksın, güç alacaksın. Diyor ki yeri düşerim seni dediğin gibi, sıraladığın gibi. Düşün, hala bir odaya sığıyor hepsi. Bir odada toplanmışlar, bir aradalar. Kutsal ruhun gelmesini dua ederek bekliyorlar. Bu kişiler dünyanın bir ucuna İsa Mesih'in müjdesini götürecek. Hani bazen şey oluyor ya, Rabbim bir şey istediğinde fazla bir şey yapamayacağım. Yani gücüm yok. Bu arkadaşların biraz daha şeyini... [00:14:16] Speaker B: Yani biraz bir tık daha zor. [00:14:17] Speaker A: Karşısında bir Roma İmparatorluğu vardı eziyet eden. Onun yanına bir de Yahudi Hindarlar vardı. [00:14:22] Speaker B: Aynen, sapkın zannediyorlar. [00:14:24] Speaker A: Böyle farklı farklı gruplarla yüzleşmek zorunda kalıyorlardı. [00:14:28] Speaker B: Yani orada yine bir araya gelip dediğin gibi Pentikos gününde bir arada bulunuyorlardı. Elçilerin işleri ikinci bölümde ve o zaman zaten olaylar gerçekleşiyor. Kutsal ruhun gelişine tanık oluyoruz. İsa'nın söylediği söz yerine geliyor. İkinci ayette diyor ki, ''Ansızın gökten güçlü bir rüzgarın esişini andıran bir ses geldi ve bulundukları evi tümüyle doldurdu.'' Ateşten dillere benzer bir şeylerin dağılıp her birinin üzerine indiğini gördüler ve imanlıların hepsi kutsal ruhla doldular. Ruhun onları konuşturduğu başka dillerle konuşmaya başladılar. Ve bir şey var, beşinci ayet çok güzel açıklıyor. O sırada Yerüşalim'de dünyanın her ülkesinden gelmiş dindar Yahudiler bulunuyordu ve sesin duyulması üzerine büyük bir kalabalık toplandı. Herkes kendi dilinin konuşulduğunu duyunca şaşakaldı. Anladığımız kadarıyla iki grup var. Bir, imanlılar. Onlar da bir Yahudiydi. Sonuçta birçok yerden gelseler de o bölgedekiler Yahudiydi. Ve Mesih'e iman etmişlerdi İsa'ya. Ve diğer yanda da Pentecost için gelen ama Hristiyan olmayan Yahudiler var sanki. Sahnede iki grup görüyoruz. Onlar bu sesi duyunca büyük bir kalabalık imanlıların bulunduğu yere toplanıyor. O zaman ne duyuyorlar? Herkes kendi dilini duymaya başlıyor. Adamlar hangi ülkelerden, nerelerden gelmiş. Bakıyorlar bir avuç o bölgeden çıkmayan belki insan. Kendi dillerinde bir şeyler söylüyor. Herkes kendi dilini anlamaya başlıyor, işitmeye başlıyor. [00:15:56] Speaker A: Burada benim dikkatimi çeken şeylerden bir tanesi... Yani İbrancı biliyordu buraya gelen herkes. Sonuçta tapınma için gelmişler. Herkes bir noktada buluşmaları gerekiyor dil anlamında. Hepsi Yahudi. Dindar Yahudiler bir de. Yani şey de değil, Yahudiyim ama belki dilini... Mesela Sardis'teki Yahudiler çok Roma kültürünü edinmeye başlamıştı. Sardis'te bulunan o sinagogda onu görebiliyorsun. İçeride kartal var, Roma kartalı falan böyle sinagogun içinde. Ama bunlar dindar Yahudiler. Dine hakim, İbrancı biliyor. Fakat hepsi kendi yerel dilinde duymaya başlıyor. Yani anladıkları dilde Rabbin sözünü duymaya başlıyor. Bu da ilginç şeylerden bir tanesi. Yani biz Hristiyanlar, Rabbin sözünü paylaştığımızda elimizden geldiği kadar herkes kendi dilinde, ana dilinde duymasını istiyoruz. Burada ruh geldiğinde sadece onların anlamasını değil, kendi dillerinde anlamasını sağlıyor. [00:16:44] Speaker B: Aynen öyle. Ana dilinde yani özellikle orada zaten şey söylüyorlar ya bu konuşanların hepsi celileli değil mi? Şaşkınlık içinde nasıl oluyor da her birimiz kendi ana dilini işitiyor? Ve orada hatta sayıyor. Aramızda Partlar, Medler, Elamlılar var. Mezopotamya'da, Yahudiye ve Kapadokya'da, Pontus ve Asya ilinde, Frikia ve Pamfilya'da, Antalya'nın da içinde bulundu. Mısır ve Libya'nın Kirene'ye yakın bölgelerinde yaşayanlar var. Hem Yahudi hem de Yahudiliğe dönen Romalı konuklar, Giritliler ve Araplar da var aramızda diyor. Ama her birimiz neyi duyuyorlar? Tanrı'nın büyük işlerini kendi dilimizde konuşulduğunu işitiyoruz. Ve bu benim aklıma başka bir şeyi de getiriyor. Yaratılış 11. bölümde Babil Kulesi. Yani Babül Kulesi'nde insanlar bir araya gelmişti ama Tanrı'ya isyan etmek için bir araya gelmişti. Ve görüyoruz ki Tanrı onları dünyanın dört bir yanına dağıtıyor, bir ceza veriyor, bir lanet gibi. Dillerini karıştırıyor, kimse kimseyi anlamıyor. Ama Pentikos gününde Tanrı sanki kutsal ruhuyla geldiğinde kendi adıyla toplananları bereketliyor ve dillerini yeniden birleştiriyor sanki. Ve şu anda da 2000 yıl sonra şimdi de her ne kadar literel anlamda dillerimiz birleşmese de dünyanın dört bir yanından gelen Mesih imanları ortak bir dil kullanıyor, sevgi dili. Yani birbirimizin ne dediğini çok iyi anlıyoruz. Birbirimizin duygularını çok iyi anlıyoruz. Birbirimizin inancını çok iyi anlıyoruz. Bunu ancak Tanrı yapabilir. [00:18:17] Speaker A: Gözden tek bir ruh var. Ortak bir ruh var ve bu ruh verildiğinde ayırt etmiyor. Herkes kendi dilinde, aşağılanmadan, yok bu dilde öğreneceksin, bu dilin olmak zorunda değil de herkes kendi dilinde ama asıl olan Rabbin işlerine duyuyor. Senin dediğin gibi o Babil kubbesine döndüğümüzde bir lanet aslında bir de bereket. Çünkü bir başkaldırış vardı. Tanrı onları bu başkaldırışını cezalandır, farklı şekilde cezalandırabilirdi ama onları... Birilerini karıştırdı. Daha da kötü olabilirdi bence çünkü. Bir baş kaldırış. Tanrı'ya biz Tanrı'dan uzaklaştık. Onunla aramızda bir mesafe var. Biz o mesafeyi biz kapatacağız. Biz onun yerine biz geçeceğiz yine. Yine Aden 3'te olan durum Tanrı yerine geçme ve buradaki birçok bölgeden gelen Yahudinin de orada olması büyük bir bereket farklı bir anlamda. [00:18:59] Speaker B: Hepsi olayları işittiler. Tanrı'nın mucizelerini duydular. Yani Tanrı'yı yüceltildi orada. Ve herkes tanık oldu. Herkes anladı. Kimse yabancı kalmadı. Hani Fransız kalmadı olaya. Fransız da anladı. [00:19:13] Speaker A: Olsaydı anlardı. [00:19:15] Speaker B: Olsaydı o da anlardı. [00:19:17] Speaker A: Aslında İsa Mesih'in o vaadi, adamlar yeri uçlarından çıkmadan gerçekleşmeye başladı. Yani nedeni çünkü Yeruşalim'de, zaten Yeruşalim'de duyuluyor şu an. Buradayken Samiriye, Yahudiye bölgesinde zaten direkt Yahudiye ve Kapadokya'da diyor duyulmaya başladı. Dünyanın bir ucunda medler, elhamdülillah bunlar partiler, bunlar zaten bilinen dünya açısından Baya bir sınırları gösteriyordu yani. [00:19:40] Speaker B: O gün iman ettiği bir çokları. [00:19:42] Speaker A: Ve onlar memleketlerine döndü. Bir anda Rabbin sözünün böyle birkaç kişiden yüz kişi filan toplanmış bir odada dua derken birkaç ay içinde Rabbin sözü bütün o bilinen dünyaya yayılmaya başlamıştı. Farklı bir güçte. Kılıçla değil, orduyla değil, kutsal ruhun gücüyle bu gerçekleşti. [00:20:00] Speaker B: Ve orada zaten anlamayanlar ya da tam olarak bu ne oluyor diyenler vardı. Sonuçta şey açısından yani kutsal ruh tam olarak geldi, ne yaptı, ne oluyor burada. O zaman Petrus'un öne çıktığını ve bir vaaz verdiğini görüyoruz aslında değil mi? Orada yüksek sesle bir dikkat çekiyor. Ey Yahudiler ve Yeruşalim'de yaşayan bulunan herkes bu durumu size açıklayayım sözlerime kulak verin diyor. Ve o zaman anlatmaya başlıyor. Eski ahitten örnekler veriyor. Yani zannedersem Yuhal kitabından. [00:20:29] Speaker A: Yuhal peygamberin sözleri. [00:20:31] Speaker B: Ne diyor orada? Son günlerde diyor Tanrı bütün insanların üzerine ruhumu dökeceğim. Oğullarınız, kızlarınız peygamberlikte bulunacaklar. Gençleriniz görümler, yaşlılarınız düşler görecek. O günler kadın erkek kullarımın üzerine ruhumu dökeceğim. Onlar da peygamberlik edecek. Yukarıda gökyüzünde harikalar yaratacağım. Aşağıda yeryüzünde belirtiler, kan, ateş ve duman bulutları görülecek. Ve birçok şeyi açıklamaya başlıyor. Hatta o günle ilgili kalmıyor. Bu dünyanın sonuyla da ilgili. Güneş kararacak. Ay kan rengine bürünecek. Ve o zaman ne ediyor? Bir kurtuluş mesajı veriyor. Yani bu olayı gördünüz. Korkmayın. Tanrı'ya iman edin. Rabb'e güvenin. Neden? Çünkü Nasır Ali İsa gelip sizler için bir şey yaptı. Ve o zaman İsa Mesih'in müjdesini paylaşmaya başlıyor aslında. Ve orada eski ahitten birçok alıntı yaparak insanları iman etmeye, tövbe etmeye davet ediyor. Her biriniz insanın adıyla gelin vaftiz olun diyor. [00:21:29] Speaker A: Benim de en çok sevdiğim, çok güzel bir vaaz veriyor. Ve verdiği vaazın benim en etkilenen yerlerinden bir tanesi Elçin İşleri 2'deki 27. Çünkü sen canımı ölüler diyarına terk etmeyeceksin. Kutsallığın çürümesine izin vermeyeceksin diyor Davut'un yazdığı mezmurda. Ve söylediği açıklayışı da böyle Petrus'un 29. ayette. Kardeşler size açıkça söyleyebilirim ki büyük atamız Davut öldü, gömüldü. Mezarı da bugüne dek yanı başımıza duruyor. Davud bir peygamberdi ve soyundan birini tahtına oturtacağına dair Tanrı'nın kendisine anticilek söz verdiğini biliyordu. Davud bunu dedi ama Davud'un mezarı burada. Bedeni bir anlamda çürüdü. O zaman Davud kendinden bahsetmiyordu. Kimden bahsediyor? Ve vaat edilen bir kral. Onun soyundan gelecek ve o tahta sonsuza dek oturacak bir kral. [00:22:09] Speaker B: E diyoruz zaten geleceği görerek Mesih'in ölümden dirilişine ilişkin şunları söyledi. O ölüler diyarına terk edilmedi, bedeni çürümedi ve Tanrı İsa'yı ölümden diriltti ve biz hepimiz bunun tanıklarıyız diyor. Kutsal ruhu babadan almış ve şimdi gördüğünüz ve işittiğiniz gibi bu ruhu üzerimize dökmüştür. Kanıt sunuyor. Artık beklemeyin diyor. O gün görüyoruz ki kilisenin doğum gününde 3000 kişi vaftiz oluyor diyor. Yani inanılmaz. İnsanlar alçaltıyor hemen. Tövbe ediyorlar ve kiliseye katılıyorlar. [00:22:41] Speaker A: İsa Mesih vaaz verirken, öğretirken, insanları iyileştirirken, mucizeler yaparken etrafında birçok dindar Yahudi vardı. Bu dindar Yahudiler, daha Yahudilerin verdiği tepki çok farklı. Birisi Roma ile iş birliği yaparak onu çarmıha geldi dedi. Fakat buradaki Yahudilerin, dindar Yahudilerin tepkisi ise söylediği sözler kardeşler, Ne yapmalıyız? Ve fark ediyorlar. Tövbe etmek istiyorlar. Ve Petrus da onları yönlendiriyor. Bunu neden paylaşıyorum? Elbette dinleyen kardeşlerimiz de İsa Mesih'in öğretilerini duyduklarında bazıları yazıyor bize. Diyor ki yani hissediyorum, bir yakınlık hissediyorum. Ne yapmam gerekiyor? Petrus burada tövbe edin ve her biriniz İsa Mesih'in adıyla vaftiz olsun. Böylece günahlarınız bağışlanacak ve kutsal ruh armağını alacaksınız. Bu vaadler sizler, çocuklarınız, uzaktakilerin hepsi için, Tanrımız Rabbin çağıracağı herkes için geçerlidir. [00:23:27] Speaker B: Kesinlikle Rabbin çaresi herkestedir. Yani birçok insanla konuşuyoruz. Şimdi de bu program aracılığıyla da bir çare yapmış olalım. İnsanlar korkudan ve çekindiklerinden dolayı adım atmaktan korkuyorlar veya bir şekilde o kadar ikna olsalar bile bir şey bekliyorlar. Onlar da bilmiyor ne beklediklerini. Beklenen şey bence onların bir adım atması. İsa Mesih'i tanımaları, Tanrı'nın gerçekten sözünde bahsettiği bu şeylere bir nevi itaat etmeleri, boyun eğmeleri ve varsa eğer öyle birisi bizi izleyen, konuşmak isteyen, soru sormak isteyen, hem yorumlara yazabilir, hem iletişime geçebilir. Hem de özellikle Antalya'da yaşıyorsa kiliselerimizi ziyaret edebilir, seve seve sohbet ederiz. Ama o insanlar gibi olmak lazım. Yani bir engel yoksa anlıyorsak, gerçekten ikna olmuş durumdaysak tıpkı bu insanlar gibi adım atalım ve İsa Mesih'in rehberliğine güvenelim. [00:24:21] Speaker A: Senin dediğin çok doğru bir şeye değindiğini düşünüyorum. Yani orada korkuyorlar. Korku var. Ben Hristiyan olduğumda da sağ olsun akrabalarım hatırlattı birçok. Sen hangi ülkede yaşadığının farkında mısın? Yani ben Türkiye'ye dönmeden önce. Niye geliyorsun? Böyle bir inançlıysan Türkiye'de yaşa yani orada rahat rahat yaşarsın. Fakat Petrus'un yine Petrus'un bir vaazı değil ama sözü Elçileşleri 4'te. İsa Mesih'i çarmıha gerdiren aynı kişilerin dindar otoritenin önünde diyorlar ki paylaşmayın artık İsa Mesih'i hakkında paylaşmayın durun. Onun çok ilginç bir sözü var. Şöyle diyor. Onu çağırdılar. İsa'nın adını hiç anmamalarını, o adı kullanarak hiçbir şey öğretmemelerini buyurdular. Ama Petrus'la Yuhan'la şöyle karşılık verdiler. Tanrı'nın önünde, Tanrı'nın sözünü değil de sizin sözünüzü dinlemek doğru mudur? Kendiniz karar verin. Biz gördüklerimizi ve işittiklerimizi anlatmadan edemeyiz. Burada eğer dünyasan bakarsanız saçmalık. Sizin bir insanın Hristiyan olması sadece bir laftaysa. Eğer gerçekten bir Tanrı varsa, O'nun hükmü her şeye gemense, O'nun yanında bu insanın ne yapabilir? Maksimum benim canımı yakabilir. Dünyasanda ve geçicidir. Son bulur bir gün. Tanrı'nın huzurunda O'nunla birlikte olmanın yanında bir hiçtir. [00:25:26] Speaker B: Ne yapabilir insan? [00:25:28] Speaker A: Aynen öyle. [00:25:28] Speaker B: O'nun yanında olmak bu dünyadakinden çok daha değerlidir. Bu geçici dünyada. [00:25:34] Speaker A: Şey de yapmak istemiyorum, yani cennete gidelim, Cem Yılmaz'ın bir şeyi var ya, sık dişini kardeşim, diğer tarafta kır alsın olayı. Yani onu da hafifletmek de değil. Bu dünyadan tatmin oluyorsan, bu dünyadan gerçekten tatmin olacağına inanıyorsan peşinden koşabilirsin. Bunu istesem de durduramam. Fakat benim inancım, benim yaşamımın bana öğrettiği, bu dünyanın seni tatmin etmeyeceği. Ve yeteri kadar filozof da bunu dile getirmiş. Yani farklı şekilde açıklamaya çalışıyor. Bu dünyanın içine var olan bir şey seni tatmin edemez. [00:26:02] Speaker B: Birçok insan onu yaşıyor. [00:26:03] Speaker A: Devamlı peşine koşuyoruz. [00:26:05] Speaker B: Aynen öyle. [00:26:05] Speaker A: Bence bu nedenle değerli. Yoksa cennete sık dişini cennette kır alsın değil de yaşam bir şey yaşayacaksan geçici bir şey için değil de kalıcı bir şey için yaşar. [00:26:13] Speaker B: Maksatlı bir yaşam olması lazım. Yani bir amacımız olması lazım. Ve bu dünyanın verdiği amaçlar dediğin gibi bir yerde Hani bu muydu diyor insan. O zaman hayat anlamsızlaşmaya başlıyor. Ve sevdiğim bir söz var. Zannedersem Aziz Agustin mi söylemişti? Tam hatırlayamıyorum. Ama diyor ki yani ruhlarımız, yüreklerimiz sana aittir. Ve seninle kavuşmadığı sürece bu dünyada çalkalanıp duracak yüreğimiz, düşüncelerimiz. Yaratıcı onu yarattı. ve onunla kavuşmadığımız sürece tatmin bulamayacağız. Bir boşluk en zengininden en fakirine, en varlıklısından en yoksuluna, bu dünyada hiçbir şeye ihtiyacım yok diyeninden birçok şeye ihtiyacım var diyenine her nerede arıyorsak tatmini İsa Mesih ile tanışmadan o tatmini yaşayamayacağız. [00:27:01] Speaker A: Amin. İnanıyorum buna da ve inanıyorum fakat bu dünya da bizi çok güzel ikna ediyor. Bazı şeylerin peşinde koşarsan biraz daha para patron. Az kaldı sık dışına emekli olacaksın. Ama bilemiyor sağlığın olacak mı? Sağlıklı olacaksın, bilemiyorsun başka bir şey olacak mı olmayacak mı? ailenden böyle devamlı bir tehlike, devamlı bir korumaya çalışma olayı var. Yani emekliliğini garantiye al, aileni garantiye al, şunu garantiye al ama 30 saniye sonra olacağından habersiz. [00:27:26] Speaker B: Ya hem o var hem de önümüzdeki koyduğumuz hedefler o geldiğinde bize gösteriyor aslında boşa yaşadığımızı. Yani liseyi bitireyim, üniversiteyi bitireyim, KPSS'yi bitireyim, işte bir memur olarak atanayım ya da işte bir iş kurayım, işte bir evleneyim, bir çocuğum olsun, onun büyüdüğünü göreyim, onun evlendiğini göreyim, torunumu göreyim. İsteğimiz bitmiyor ki. Doyamıyoruz ki hiçbir şeye. Yani doymayacağız da onu söylemeye çalışıyorum. Neye sahip olursak olalım, neyi arzu edersek edelim, yüreğimiz, ruhumuz sonsuzluğu arıyor. Yani bu isteklerin bitmemesinin nedeni o sonsuzluğu arıyoruz. [00:28:03] Speaker A: Bunun da en güzel açıklaması bence yine Elçileşleri 2'de, o son bölümde. Yani mal varlığı edinmiş herkes... Ne yapmaya başlıyor? Herkesi bir korku sarmıştı. Elçinin aracılığıyla birçok belirtiler ve harikalar yapıyordu. İmanların tümü bir arada bulunuyor. Her şeyi ortaklaşa kullanıyorlardı. Mallarını, mülklerini satıyor ve bunun parası herkese ihtiyacına göre dağıtıyorlardı. Bu elbette şey değil yani hepimiz yapalım anlamında değil ama bir ihtiyaç görüldüğünde onu karşılamak, bir birliktelik, bir paydaşlık. Eğer bu tanrıysa, gerçekten bir tanrı varsa, eğer İsa Mesih bu dünyada Tanrı'nın sözü beden alıp aramızda yaşadı ve kendini feda ettiyse mükemmel bir örnek. Benim feda edebileceğim geçici bir para ya da zaman, enerji bir hiç. Yani onun yanında elbette çok değerli ama bir anlamda da bir sonsuzluk içinde sadece küçük bir damla. [00:28:49] Speaker B: Yani özellikle İncil'in dediği gibi şu andaki sıkıntılarımız yani sonsuzlukta karşılaştırılmayacak büyüklükte şeyler kazandıracak diyor. Yani geçici hafif sıkıntılarımız bir nevi anılmaya bile değmeyecek o gün geldiğinde. [00:29:03] Speaker A: Dedin ya biraz önceyi. Devamlı bir şey isteyeceğiz. Devamlı bir şey isteyeceğiz. Hafif böyle gülümsedim. Çünkü nenem geldi aklıma. Nenem şey derdi. Torunumu göreyim. Ondan sonra rahat rahat ödebilirim. Ondan sonra torunun oğlunu göreyim. Torunun torununu göreyim. Baya bir hedefler ilerledikçe. [00:29:20] Speaker B: Sen ölümsüzlüğü arıyorsun işte. [00:29:22] Speaker A: Neneciğim senin aradığın farklı bir şey. Bunun torununla alakası yok. [00:29:27] Speaker B: Ölümsüzlüğü arıyorlar. Ölümsüzlük de kardeşim Mesih'tedir. Ölümsüz olmak istiyorsanız İsa dedi ki bana iman eden kişi ölse de yaşayacaktır. Ona iman etmek yetiyor. Yani böyle cebelleşmeye gerek yok. Şunu da göreyim, bunu da göreyim, bunu da alayım. [00:29:42] Speaker A: Ama işte aradığımız yaşam biliyor musun? Birçok insan Twitter'da filan, X'de... Yanlış, özür dilerim Elon Musk abi. X'de şey var. Yaşıyor ama tatmin etmiyor. Yaşam değil. Yani bol yaşam değil. Sanki evden işe, işten eve. Bunu öyle bir algılıyor ki hoş. O boşluğun içinde biraz zevk alayım şundan, biraz bundan zevk alayım. Onlar bile boşa çıkarıyor. Bir arayış var ama. [00:30:06] Speaker B: Arayış var. [00:30:07] Speaker A: Tanrı'nın yüreğimize koyduğu bir Agustin'in o önlü sözünde dediği gibi bir tatminsizlik var. O tatminsizliği karşılayacak sadece ve sadece Tanrı'nın kendisidir. [00:30:15] Speaker B: İncil net bir şekilde açıklıyor. Başka hiçbir isim, başka hiçbir peygamber, başka hiçbir din ve yol bunu söylemiyor. Net bir şekilde İncil diyor ki sonsuz yaşam tek gerçek Tanrı olan seni ve gönderdiğin İsa Mesih'i tanımalarıdır. Başka bir yerde sonsuzluk yok. Başka bir yerde sonsuz yaşam yok. İncil bu konuda noktayı koymuştur ve İsa dedi ki başlangıç ve son alfa ve omega benim. Bana iman eden kişi olsa da yaşayacak. Yani yaşayan ve bana iman edeni asla terk etmem diyor. [00:30:45] Speaker A: Değerli sözler ve bence konuşulacak çok daha şey var ama bugün hem Chosen'a baktık güzel bir dizi hem de Pentecost'a bahsettik biraz o Pentecost'un tarihi İsa Mesih'in vaatleri bir bölüm sonra bu sözlerin gerçekleşmeye başlaması ve o havariler kendi yaşamlarında bile bu sözü o vaatleri tutmaya devam ettiler. Thomas bildiğimiz gibi Hindistan'a kadar gitti. Marcos Mısır tarafına Ve güneyine. [00:31:09] Speaker B: Hepsi dünyanın dört bir yanına dağıldı aslında. [00:31:11] Speaker A: Petrus Roma'da ve herkes yayıldı ve Rabbin sözü duyulmaya başladı ve bugün de devam ediyor. Bilmiyorum gördün mü bir paylaşılmış bir post var Tiranus kanalında ve orada hangi dillere çevrildi Kutsal Kitap? Ve elbette birisi gidip orada çeviriyor. Yani lokal, yerel dili öğrendikten sonra mükemmel bir şeydi çoğu dile. Nüfusu bir seviyenin üzerinde olan birçok dile Kutsal Kitap çevrildi. [00:31:31] Speaker B: Dünyadaki en çok dile çevrilen kitap İncil'dir. [00:31:35] Speaker A: Kesinlikle ve çevrilmeye devam ediyor. [00:31:37] Speaker B: Böyle küçük kabilelere bile gitmeye çalışılıyor. [00:31:40] Speaker A: Çünkü bize öğretilen bu. Vaden'den. Kilisenin birinci günden beri, doğumdan beri yapılan bu ve devamlı ediyor. [00:31:47] Speaker B: Hamdolsun. [00:31:48] Speaker A: Kardeşler çok teşekkürler bize eşlik ettiğiniz için. Lütfen düşüncelerinizi, sorularınızı çözün ve Pentecost hakkında paylaşın. Bizler de seve seve ileriki bölümlerde cevaplayalım. Kendinize iyi bakın. Esen kalın.

Other Episodes

Episode 7

December 07, 2024 00:31:16
Episode Cover

Ayaz Ata mı Noel Baba mı? Advent'in 2. Mumu ve Örnek Esenlik Hikayesi

Bu bölümde, Özgürce podcastinin sunucuları Özgür Jerdan ve Antalya İncil Kilisesi Kaleiçi Pastörü Özgür Uludağ, Advent’in ikinci mumuna odaklanıyor. Ayaz Ata ile Noel Baba...

Listen

Episode 10

December 28, 2024 00:45:30
Episode Cover

İntiharın Eşiğinde: Hristiyan Bir Önderin Tanrı'ya Son Duası

İntiharın Eşiğinde: Hristiyan Bir Önderin Tanrı'ya Son Duası | Nasıl Hristiyan oldu? Nasıl Kilise'de Pastör Oldu? Bu videoda, Pastör Metin Özkaya'nın inanılmaz hayat hikayesini...

Listen

Episode 24

April 05, 2025 00:39:00
Episode Cover

Selçuk Çelik ile Müzik ve Tapınma Hakkında Eğlenceli Bir Sohbet!

Bu keyifli Özgürce Podcast bölümünde Selçuk Çelik ile tapınma ve müzik üzerine derin bir sohbet gerçekleştiriyoruz. Müziğin ruhani boyutuna ve tapınmadaki yerine dair samimi...

Listen