Episode Transcript
[00:00:00] Speaker A: Özgürce'de bugün yeniden karşınızdayız. Ve konuğum, sevgili kardeşim Özgürce'den çok uzaklardan geldi.
Çok uzaklardan geldi. Advent dönemindeyiz. Yarın ikinci advent konuğunu kiliselerimizde yakacağız. Onunla ilgili elbette yarın kısa bir videomuz olacak. Onu da izlemeyi unutmayın. Ama bugün özellikle çok meşhur bir konu var. O da sevgili... Tabii ki advent deyince, doğuş deyince, noel deyince Aklına gelen bir figür var.
[00:00:27] Speaker B: İsa'dan sonra.
[00:00:28] Speaker A: Baba geliyor.
[00:00:30] Speaker A: Yani ilk keşke herkesin aklına İsa gelse. Ama bu Amerikalılar var ya.
[00:00:35] Speaker B: Kapitalizm'in kölesi olmuş bunlar.
[00:00:38] Speaker A: Noel Baba. Demreli Aziz Nikolaz. Aslında Batı'nın ajanı falan değil bu adam. Direkt Ankara'nın ajanı.
[00:00:47] Speaker B: Bizden. Ajansa da bizden bir ajan.
[00:00:51] Speaker A: Yani her yerde kızaklar, işte geyikler.
[00:00:54] Speaker B: Kırmızı kırmızı giyinmiş. Sanki Antalya'nın değil de.
[00:00:57] Speaker A: Evet. Kırmızı beyaz giyiniyor.
[00:00:59] Speaker C: Doğru. O anlamda iyi yapıyor.
[00:01:01] Speaker A: Bahisleri açalım. İlk Noel Baba dayağı hangisi benim gibi.
Dayak aldım.
[00:01:06] Speaker B: Benim düşüncem... Beklenmedik bir yer. Adana şey... Adana'da umut yok ya böyle çok sıcak zaten.
Gitsin böyle biraz daha potans... Yani gelirse buraya gelir denilmesi gereken bir yer gerekiyor güzel.
[00:01:17] Speaker C: Yani benim aklımda ne var biliyor musun? Bir dönem Kütahya'da yaşadım.
[00:01:19] Speaker B: Sanki Kütahya'dan gelebilir. Böyle bir his var içimde. Kütahya'da bir Noel Baba.
Senin aklında var mı bir şeyin?
[00:01:26] Speaker A: Geçen bir kardeşimiz diyor da Orifa'dan olabilir inşallah ama.
Yani şöyle daha bir Anadolu'dan gelir gibime geliyor. Ama Noel Baba Antalya'lıdır arkadaşlar. Rica ediyorum. Yani kendi hemşerimiz hem de toprağımız. Adaş bugün Noel Baba'nın kimliğini konuşuyoruz tabi. Noel Baba hem ne kadar efsane ve şen bir figür olsa da arkasında değendiği bir gerçek var. Yani o dede dediği gibi karı değil denizi severdi diyoruz.
İşin esprisi ama Akdeniz böylesinden çalan bir isim. Yani Santa Claus genellikle insanların böyle uzun saçlı uzun sakallı beyaz kırmızı giyinmiş bir dede. diyebilenir anlamıyla söylemek isterdim. Bu Santa Claus'u nereden çıktı bence bu noktada?
[00:02:06] Speaker B: Çok uzun zaman önce.
[00:02:08] Speaker A: Bu nokan icabı.
[00:02:09] Speaker C: O tarafı da değil de yani biz Antalya tarafını tam anlasak bence biraz daha hakikate ulaşmamız ya da bir anlamda biraz daha içselleştirmemiz iyi olur. Yani bir Aziz Nikolas karakteri yaptıklarıyla bence böyle anılmak isterim. Zaten Patara, Miran'ın hemen bitişinde sayılır, dibinde. Patara zaten orası da çoğu insan orayı kaplumbağaların, deniz kaplumbağalarının yumurtalarına bıraktığı o sahil. Patara'da doğuyor. Çok varlıklı bir aileye doğuyor 270 yıllarında. Orada hem şehrin kendisi çok varlıklı bir şey. Orada doğuyor, orada büyüyor. Hristiyan olduktan sonra orada hizmet etmeye başlıyor ve bir dönem eziyet çekiyor aslında inancından dolayı. Yanlış hatırlamıyorsam Diyok-Lenitanyos. Onlar da baya bir eziyet görüyor. Fakat dediğimiz gibi Patara'da doğuyor ama Miraş şehrisinin de psikoposu olunca çok yüksek bir seviyeye ulaşıyor. ve elbette onun ünlü biri de bunu Balnabay'la konuşmuştuk. Hem kendisi Grey çoktu burada Antalya'da. Onun da bahsettiği şey var değil mi İznik konsiline katıldı mı katılmadı mı? Yani yanlış hatırlamıyorsam mesaj olarak yazabilir belki yorumlarda görebiliriz bunu ama emin değiliz katılıp.
[00:03:11] Speaker B: Katılmadığına ama katıldığını umuyorum ya da öyle düşünüyorum ben. Bazen şey derler ya böyle iyi bir hikayenin önüne geçmesin bir hakikat. Öyle bir durum var. Katılmıştır ya Aziz Nikolaç.
[00:03:22] Speaker A: İper denen oyundu.
[00:03:23] Speaker C: Evet, elbette. Elbette. Senin neyi eklemek istersin? Yani o böyle değerli bir Aziz var. Bölgede bu bölgede doğmuş. İsminin de güzel anlamı var zaten ama oraya değinmek ister misin biraz?
[00:03:33] Speaker A: Nikellaos değil mi? Zafer ve halk kelimelerinden geliyor ya. Halkın zaferi. Yani bu şey gösteriyor bana. Şimdi Anadolu'nun neresine gidersen git. Biz 1-2 hafta önce Isparta'ya gittik. Orada çok değerli yapılar var. Buğdur'da, Isparta'da. Yani çok tarihi kiliseler, böyle eski kilise babaları ve bir şekilde azizler dediğimiz geçmişte yaşayan kilise büyükleri. Yani hepsinin bir izi var bu topraklarda. Bu açıdan biz burada bağıra bağıra diyoruz ki Hristiyanlık Batı'nın dini değildir kardeşim. Her ne kadar şu anda Batı çoğunlukta olsa da Hristiyanlık bu topraklardan çıkan bir inançtır.
[00:04:10] Speaker C: Kesinlikle.
[00:04:11] Speaker A: Bana özümüzü hatırlatıyor.
Noel Baba dediğimiz figür şu an bütün dünyaya mağlup olmuş ünlü bir isim.
Yani dibimizde yani iki saat ötede Demre'de yani Mira'da dediğim gibi psikolojik yapmış. Yani onların hikayelerini bence daha iyi kavramalıyız, sahiplenmeliyiz, yaşatmalıyız. Çünkü bu toplumun değerleri bütün dünyaya aynı zamanda bir değer katıyor ve konuşuluyor. O zaman bence ne kadar ülkemiz için de söylüyorum yani hem kendi inancımız boyutunda hem de işin turistik yönü, dini turizm vesaire o açıdan da tanıtmak lazım yani faydası var. Kesinlikle, kesinlikle.
[00:04:48] Speaker C: Bir de detayı atlamışım. Annesi ve babası vebada ölüyor, eğitim kalıyor.
[00:04:53] Speaker A: Fakat biraz zengin bir aileydi.
[00:04:56] Speaker C: Aynen. O nedenle çoğu insan bunu istese, psikoposluk şey değil de böyle zulüm gören bir inanç, yani oğlumuz psikopos olsun güzel olur değil de daha çok zor bilmeni öğretti. Fakat onu istedi ve İsa Mesih'in de o zengin oğul olayında yaptığı gibi varını yoğunu sat ve ardım sıra gel sözüne. Nikolas gerçekten indirgemiş hayatına uyarlamış, gerçekten öyle yapmış. Fakat bu hediye verme olayı herhalde de ana bir, temel bir olaya dayanıyor.
O bulunduğu bölgede geçen bir olay var. O olayı hatırlatır mısın?
[00:05:27] Speaker A: Şimdi Noel Baba'yla ilgili de birçok azizle ilgili de biz şeyleri severiz. Çok hikayeler anlatılır. Bazılarından emin değiliz.
Çünkü rivayetebilir. Rivayetlerin gerçekliği düşük. Kimi zaman böyle insanın hayaline, fantastik hikayelere dayanabiliyor. Ama bu biraz daha hani her zaman anlatılan, daha çok ön planda olan, gerçeği kabul edilen durumlardır. Yani hediye verme efsanesi. Tabi ki hediye almayı, hediye vermeyi seviyoruz. Bu teolojik boyutunu biraz sonra belki konuşuruz ama özellikle Katara'da Noel Baba'dan gelen kısmı nedir diyecek olursan İflas etmiş, soylu ve evlenemeyen 3 kız vardır. Yani en çok anlatılan hikaye budur Noel Baba ile ilgili. Ve bizim gibi bir nevi çeyiz parası toplamaya çalışan ya da çeyiz oluşturmaya çalışan kızlar bunlar. Çeyizde olmayan kız evlenemiyor.
Şimdi yavaş yavaş sanki kalktı o ama hala doğuda bizim o taraflarda mutlaka çeyiz yapılır yani ayrıntı denilir. Kızın buyuver şuyuver bunların o eve gitmesi lazım. Baba da çaresizlikten yani kızları farklı şekilde yanlış yollayarak sürüklemeyi düşünüyormuş. Ve özellikle Noel Baba'nın hikayesi biraz bundan geliyor. Kendisi varlığına yoğunluğuna, gerçekten meşhurluğuna harcamak isteyen birisi olduğu için bacaklarında girmiyordu. Onu da söyleyelim. Hadi hazırlık, onu açılmış.
[00:06:52] Speaker B: Girmedi, giremiyordu.
[00:06:53] Speaker A: Çünkü baca yoktu.
Baca yoktu, pencereler vardı. Yani denilen şu, Aziz Nikolaş bu aileni utandırmamak için yani bir şekilde aynı zamanda sağ elinizin verdiğini, sol elinizin görmesin ülkesine de dayanarak geceye İçeriye altın kesesi atıyor. Yani bu parayla ihtiyaçlarını sağlasınlar diye. Ve bir kız evleniyor. Zamanla denilen o. Bu diğer kızlar için de aynı şeyi yapıyor. Yani babaya bir nevi yardımcı olmak için, kızların da evlenebilmesi için şey deniliyor işte. Birçok film izleyecekler, görecekler. Bu dönem biz de izledik geçen hafta. Eşimle birlikte başta böyle ara ara hoşumuza gidiyor. Yani bu her yerde bir Noah çorabı asılır. O da biraz oradan geldiği söyleniyor. Yine diyorum bunlar sorgulanabilir. Akademik gerçekler değil. Sadece anlatılardır. İşte o keselerden biri şömine kenarında kurulması için asılan çorabın içine geliyormuş.
Oradan da işte Noel çorabı geleneğiyle demreden çıkar deniyor. Yani bunlar güzel anlatılar. Hani hikayeler ne kadar gerçek ne kadar hani biraz insanın fantezisi ürüne diye bir şey yok bilemeyiz. Ama nihayetinde Amaç ne? Gizlilik içinde yapılan bir şey var.
[00:08:08] Speaker C: Doğru.
[00:08:08] Speaker A: Aziz Nikolaş, Tanrı'nın sözlerini ciddiye alıyor. Kendisi gerçekten adanmış bir yaşam sürüyor. Ve bugünün aksine bugün hani herkes bir şekilde bir pazara dönmüş bu iş. Biliyorsun yani hele ki şimdi ney bu? Efsane, Kasım ve Karacumar. Türkiye'de onun ismini değiştirdiler.
Ankara Cuma demiyorlar biliyorsunuz. Burada korkuyorlar onu demeye. Bizim cumamız Ankara diyorsunuz.
Kimsenin yuvası değil.
[00:08:37] Speaker C: Ürün satmak.
[00:08:40] Speaker A: Kimsenin de cuma pazarı falan değil. Kimse inançla da ilgilenmiyor.
Böyle şeyler hep oradan geliyor.
Efsane.
[00:08:49] Speaker C: Ve elbette bir şekilde dediğim gibi her şey doğru olmayabilir. Fakat Aziz Nikolas çok eşleşmiş bir hikaye. Bu bir anlatım. ve bu hediye vermenin de buradan başladığını, herkes bunu kabul ediyor. Noel hakkında bu hediye verme konusunda da çok ilginç bir şey var. Çoğu insan, hani ben de şakasını yapmıyorum, kapitalizmin böyle elinde maşası olduğu böyle bir durum ama tam tersine şöyle bir algı da var. Diyorlar ki kapitalizm kullanmıyor, herkes bir nevi Noel'in bu verme, hediye almak yerine verme tarafına eğilim gösterdiği ya da zorunlu kılını bir anlamda. Aslında Noel Baba bir anlamda kültürümüzü hala değiştiriyor. Ne yapıyoruz? Diğer günler hep ben bunu istiyorum, ben bunu istiyorum derken doğum günümüzde falan. Noel geldiğinde şu kişiye ne alacağım, bu kişiye ne alacağım? Onun için ne alabilirim? Diğer kişiye düşünme fırsatı veriyor. Böyle güzel bir pozitif bir şey.
[00:09:36] Speaker B: Sana geçmişimizden kalma bir salih sözüm var ama o içmek içinde başka bir şey düşünmen gerekiyor. Ama bir de, video kayıtlarında var bu arada.
[00:09:45] Speaker C: Bir de, dünya ad genelinde en çok maddi desteğin sağlandığı ...kar gitmeyen organizasyonlara maddi desteğin sağlandığı aydır. Bütün bir yıl içinde verilen paranın %30'u Aralık ayında ve o %30'u Aralık'ta, o %10'u da direkt son 3 gününde aslında. İnsanlar baya bir kurumlara destek kuluyorlar. Yani bir yandan da Aralık ayı Aziz Nikolaç sayesinde bir odak noktamız bizden diğer insanlara, o kurumlara ihtiyaç sahibi insanlara dönüyor. Yani biraz...
[00:10:14] Speaker A: Dediğim gibi keşke o yürek de yakabilse.
[00:10:17] Speaker C: Bir damla öyle kalsa keşke.
[00:10:19] Speaker A: Yani teolojik boyutunda çünkü var bence bu işin. O da nedir? Yani vermek almaktan daha büyük mutluluktur. Sanayicilerde dediği gibi. İslam eseri bir anlamda bizim için verildi bu dünyaya. Kendisi bu dünyaya gelişiyle bir kurban sundu. Daha doğuşunda.
Mesela hazır yavaş yavaş o doğuş bayramı gelirken onu da hatırlamakta fayda var. Kasparya tabi ki çok büyük bir bayram bizim için. İnsanın kefaretini hatırlamak için. Ama doğuşta öyle.
Neden? Çünkü doğuşta başladı o kefaret. Yani onun beden alıp bu dünyaya gelişi zaten bir alçalıştır. Yani Mesih'in bunu yapması, her şeye gemengonu. O zaman birincisi bu. Yani kendisini bizim için vermesi, veda etmesi.
Biraz da ikincisi, yıldız bilimcilerin oğlu doğuşunda getirip hediyeler vermesi. O güzel bir şey hatırlatıyor bence bize.
Bizi de o şeyi uyandırıyor. Yani bize karşılıksız aldığımız gibi vermemiz gereken neler var? Belki bu dönem daha hassas bakabiliriz, kimin neye ihtiyacı var, ya da kime nasıl bir fayda sağlayabiliriz, kimi mutlu edebiliriz. Güzel bir dönem bence, yani birilerine sevindirebilmek için, birilerine İsa'nın vermek almaktan daha büyük mutluluk Türk sözlerine anımsatmak için. Değerlendirelim. Kullanalım bu deneyi. Kesinlikle.
[00:11:41] Speaker C: Bir araç yine. Güzel bir araç. Aziz Nikolas'ın hikayeleri orada bitmiyor. Çok özel bir başlangıç yapıyor. Bu hikayeler buradan Avrupa'ya, Avrupa'dan Amerika'ya, Amerika'dan Dünya'ya bu Santa Claus ya da Noel Baba olarak yayılıyor. Aziz Nikolas'ın hayatının bir kısmı. Bir de onun ünlü olduğu diğer bir olay var. O da yine 1700. yılını kutladığımız İznik Konsili'nde olan olaylar. Orada ne oluyor rivayete göre?
[00:12:07] Speaker A: Yani 325'te yapılan İznik Konsili, geçtiğimiz hafta Papa buraya gelmişti. Ve orada İznik tabii ki yine yer yerinden oynadı. İşte buraya bunun için geliyor.
[00:12:18] Speaker B: 325.
[00:12:24] Speaker A: Yılında İznik konseli yapıldı. Hristiyanlık tarihinin en önemli toplantısı, en önemli konselidir bu. Ve Nikolaos'un Mira psikoposu olarak oraya katıldığı söyleniyor. Tabii ki kimileri o konuda biraz şüpheci. Katıldı mı, katılmadı mı? Sebep neydi? Arius adında bir din adamı. İnsanlığın tanrılığını inkar eden sözleri. Yani bütün Hristiyanlığı ilgilendiriyor. Bir araya bir çözmemiz lazım bunu.
[00:12:49] Speaker C: Kesinlikle. Nöbetçiler biraz kendini tutamıyor galiba.
[00:12:52] Speaker B: Sıcak memleketten geldiği için bir Adana'da... Ateşleniyor galiba. Ateşleniyor.
[00:12:56] Speaker A: Yani bu bir Osmanlı tokadı galiba Arius'a vurduğu söylenir. Dayanamayıp yani onun iddiaları karşısında.
Yani oradan sonra hapse atılıyor sanırım Konstantin tarafından.
[00:13:09] Speaker B: Birazcık bozuldu.
[00:13:11] Speaker C: Hapse atıldıktan sonra yine bir psikopostluk görevinden de alınıyor ve sonra tekrardan o göreve geri dönüyor ve kaldığı yerden devam ediyor.
[00:13:22] Speaker B: İlginç bir şekilde hatırlanıyor. Bir yandan çok hatırlı hikayede de birinde böyle çok fedakarlık veriyor, diğerinde de bir hakikat peşinde koşarken de böyle bir kendini o ana kaptırıp...
[00:13:33] Speaker A: Yani gerçek mi değil mi tartışılır. Anlatılara göre hareket ediyormuş.
[00:13:37] Speaker C: Aynen.
[00:13:37] Speaker A: Ama olabilir mi? Olabilir.
Yani şey açısından net. Yani inancına sıkı sıkıya bağlıydı. Dolayısıyla... Varını yolu satıp... Bir nevi tanrısal bir öfke duymuş olabilir bu konuda. Yani Mesih'e karşı söylenenler, onun kimliğinin bir nevi aşağılanması... Çünkü Arius her ne amaçla yapıyorsa yapsın, bir yerde Mesih'i aşağılıyor oluyor. Yani tanrısal kimliğini, ilan-ı kimliğini yoksa... Doğru, çok doğru.
[00:14:03] Speaker C: Yine öldürülmedi, Arius'ta öyle bir şey değil.
[00:14:05] Speaker B: Bir ek bilgi olsun yani.
[00:14:08] Speaker C: Tanrı'yı şey yaparak kullanmadılar orada. O zaman sona doğru gelirken de Noel Baba'dan biraz daha bahsedelim. Nasıl biriydi?
[00:14:14] Speaker B: Bu Kuzey Kutbu'nun bağrından kopup gelmediğine göre... Bizim burada Antalyalıysa bu Elavan nasıl bir insandı?
[00:14:22] Speaker C: Nasıl birine benziyordu? Bu kola reklamlarındaki yaşlı dede çok şeker bir dede.
[00:14:28] Speaker B: Yanlış anlamazdım ben. Güzel birini seçmişler ama...
[00:14:30] Speaker C: Değildi.
[00:14:30] Speaker A: Metram değildi. Bu kola reklamı değildi.
[00:14:33] Speaker B: Aynen öyle.
[00:14:33] Speaker A: Sana dedim ya, program başlarken.
[00:14:35] Speaker B: Ev kursak bile.
[00:14:37] Speaker A: Yani büyük ihtimalle reklamlardaki gibi değil sonuçta Anadolu çocuğu.
Sen bence daha fazla benziyorsun.
[00:14:45] Speaker C: Ve elbette o kemiklerinden dolayı da çok önemli bir olay var.
[00:14:49] Speaker A: Yani Dr. Karolian Wilkinson zannedersem bunun üzerine çalışırken yazıyor. Şu anda İtalya'nın bari kentinde kemikleri. Demre'de değil, Demre'de bir Hazreti Nikolas kilisesi var. Bir anıt kilisedir tabii ki. Ama oradan çalınmış.
[00:15:05] Speaker B: Bari'den gelen İtalyan denizciler kiliseyi basıyor, elini kolunu bağlıyor herkesin, kemiklerini alıp ve direkt Bari'ye götürüyorlar.
[00:15:14] Speaker C: Ve Bari'de bir kilise inşa ediliyor.
[00:15:16] Speaker B: Hazreti Nikolas kilisesinin basilikası.
[00:15:18] Speaker C: Orada da kemiklerini gömüyorlar ve oranın artık.
[00:15:22] Speaker B: Hazreti Nikolas şehri olarak anılıyor. Burada bir isimleri var kutsal, kutsal soygun diye de bir de gururla sağ olsunlar.
[00:15:28] Speaker C: Furta Sakra kutsal soygun olarak da anıyorlar.
[00:15:32] Speaker A: Sorun ne işte bak sorun bu. Şimdi demiyorum tabi ki o soygun olayı ayrı bir olay da keşke geri alabilsek bir şekilde. Ama alsak o değeri görecek mi? Yani bizim burada hani dedik ya turistik açıdan da birçok katkısı var Hristiyan inancı ve var olan değerlerle ilgili. Burada olsa acaba nasıl bir değer görecekti? Yani adamlar bunu dediğin gibi kentin kimliği haline getiriyor. Ama bizimkiler maalesef söz konusu da Hristiyan değerleri olunca Bir kenara atıyorlar. Yani değerli kılalım. Değerli bunlar. Dünya değer veriyor bunlara.
Yani bir de dediğim gibi orada bir sonuçlar da çıkar diye şey açsınlar. Neye benziyordu?
[00:16:11] Speaker C: Nasıl?
Doğru o bahsettiğini dedik. Carolyn Wilkins'ın araştırmasına göre, kemiklerine göre yani öldüğünde 60 yaşlarında, esmer temli, koyu kahverengi.
[00:16:21] Speaker B: Gözlü, geniş çeledi, tipik bir Akdenizlik yerde.
[00:16:25] Speaker C: Ve bir şeyi fark ediyorlar kemiklerine bakarken. Bu kemiklerini buldukları kişi Naznikolas, burnu çok kötü kırılmış ve yamuk kaynamış. Bunun da büyük ihtimal imparator dediğimiz gibi Diokletianus'un dönemindeki Vilayettan sonraki 303 yıllarında başlayan o zulüm.
[00:16:42] Speaker A: O adamın ölümünü zaten Hristiyanların üstünden geçtiriyorlar ya. Bu kasıp kavurdu, mahvetti. Onun dönemi herhalde en berbat dönemdi.
[00:16:51] Speaker C: En kanlı, zulmü yapan kişilerden biri ve özellikle mesela İzmit hakkında bir videomuz olacak önümüzdeki yıl. O videoda da bahsedeceğiz. Çok ünlü bir olay var İzmit'te geçen, Orhan'ın psikoposuyla.
[00:17:02] Speaker B: Ama dediğimiz gibi o bir pamuk gibi bir dene değil.
[00:17:05] Speaker C: Aslında bir nevi iman gazisiydi. İnancından dolayı acı çekmiş. Şehrine kendi mal varlığıyla hizmet etmiş. Aynı zamanda inancını İznik Konsili'nde savunmuş biri.
[00:17:14] Speaker A: Şu kemiklerini isteyebiliyor muyuz acaba? Buraya da takıldım şimdi. Çalmışlar, götürmüşler.
[00:17:19] Speaker B: Götürseler ne olacak burada? Bizde ama şey oluyor her yıl, her yıl bulunuyor biliyorsun.
[00:17:25] Speaker C: Geçtiğimiz yıl da bu yıl da haber çıktı.
[00:17:26] Speaker A: Neye bulunuyor?
[00:17:27] Speaker C: Kemikler bulundu diye haber çıkıyordu ama.
[00:17:29] Speaker B: Adamlar kaç yüzyıl, 1087 yılında yapmışlar buna bak. Biz Anadolu'ya giriyoruz, adamlar huylanıyor, gelip basıyor. Diyor ki, Türkler geldi mi biz bunları alıp çıkalım. Ama biz hala buluyoruz böyle her yıl, iki yılda bir. Hazreti Nikolaos'un kemikleri bulduk. Ondan sonra da sessiz bir zaman oluyor. Ta ki bir sonraki yaz tekrar bulması gerekiyor.
[00:17:47] Speaker A: O yeni yeni bu düşünceler.
[00:17:49] Speaker B: Bir de binlerce yıllık kilise şey değil ki. Bir tek Hazreti Nikolaos yok.
[00:17:52] Speaker C: Ondan sonra ikilerin de kemikleri orada etrafında gömülüyor.
[00:17:55] Speaker A: Ama nereye gitmiş?
[00:18:01] Speaker C: İtalyan da güneyine gitmiş.
[00:18:02] Speaker B: Yani güneyde olmasına sevindim.
[00:18:06] Speaker A: Yani bir çok ülkeniz geçmiş. Yani akademisyenlerden, devlet yetkililerin o kemikler buraya gelecek.
Ama sahip çıkmak lazım. Yani var olanlara, birkaç program önce söyledik. Korku var riskliyenlere karşı ama gerçekten büyük değerler göz ardı ediliyor. O konuda bilmiyorum ne yapılabilir. Biz nasıl kendimizi ameliyat edebiliriz ama lütfen bu ülke için bir şey yapalım.
[00:18:39] Speaker C: Bir şeyde yiğidi öldü hakkını yeme. Son yıllarda bayağı bir yatırım yapmaya başlandı artık. Tarihi şehrlerimize, Perge mesela, Laudicka, orada profesörün ismini yine unuttum, çok değerli bir profesörümüz var. O sağ olsun çok ilgileniyor ve orada konserler verilmeye başlandı, daha fazla halk da gitmeye başladı.
[00:18:56] Speaker A: Kimliğimiz değer, kimliğimizi de bir sahiplensek.
[00:18:59] Speaker C: Aynen, biraz daha çok daha iyi olacak. Çünkü mesela yakın bir zamanda da yeni öğrendim. Ermeni kilisesinin merkezi. Ermenistan ele geçirilince Kozan'ı taşınıyor Adana'ya. Hep böyle klik ya klik diye birçok şarkıları var. Neden klik ya klik bu kadar önemli?
[00:19:16] Speaker B: Adana memleket ya. Aklıma takılıyordu.
[00:19:18] Speaker C: Onu öğrendim. Kozan'ın Sis kasabasında orayı merkez edinmişler. Oradan yönetmişler kiliseyi bir dönem. 200 güzeldi 200 yok. Bu kadar değerli bir olay varken neden bunları böyle saklamak yerine öne çıkarıp... Evet yani bu tarih yani saklayamazsın ki bunu bir yere kadar.
[00:19:36] Speaker A: Yani birkaç şey dediğim gibi duydum ama özellikle Isparta'da geçtiğimiz günlerde orayı ziyaret etme şansım oldu.
[00:19:42] Speaker C: Çok doğru.
[00:19:43] Speaker A: Orada Ayat-ı Ayana Kilisesi yani şimdi okul müzesi olarak var.
Çok değerli bir restorasyon yapmışlar.
Buradan da teşekkür ederim yetkinlere. Orada özellikle tanıştık Meryem Hanım'la, Özgür Bey'le. Harika bir iş yapmışlar.
Yani dilerim bu şekilde gerçekten kültürümüzü, tarihimizi sahipleniriz. Bir Mozaik'in parçalarıyız hepimiz. Yani bugün Nihal Baba'dan konuşuruz, yarın başka birinden. Ama bu tarih ortak tarihimizdir. Bu ülkenin tarihidir. O zaman o tarihe sahip çıkmak da bence bu ülkenin de boynunun borcudur.
[00:20:19] Speaker C: Evet, kesinlikle.
O tarihin üstüne inşa edilmiş bir imparatorluk Osmanlı. Üstüne derken de iç içe birlikte yaşamış uzun yıllar boyunca. Adana hakkında bir bilgi daha vereyim.
[00:20:30] Speaker A: Yeni öğrendiğim için.
[00:20:32] Speaker C: Diğer bölümümüzde sende diğer bölümden bahsedelim. Bebekli kilise var bir merkeze, Aziz Mahfuz kilisesi.
[00:20:37] Speaker A: Önünden geçmiştik.
[00:20:38] Speaker C: Geçmiş değil mi? İşte o kilise aslında Ermeni kilisesi. İtalyan katoliklere veriyorlar. Lübnan'a doğru sürgün edilirken, Lübnan, İsrail'e doğru, Filistin'e doğru o kiliseyi İtalyan katoliklere veriyorlar, öyle çıkıyorlar. Ama aslında orası Ermeni kilisesi.
[00:20:52] Speaker A: Ama ben onunla ilgili de biz konuşacaktık bir ara. Yani birkaç yıl önce.
[00:20:58] Speaker C: Bak buradan da arkadaşlarımız hatırlattı. 81 ilin kilise tarihini yapacağız.
[00:21:03] Speaker A: Yapacağız.
[00:21:04] Speaker B: Elimizden geldiğince.
[00:21:05] Speaker C: Yılda böyle 10-15 tanesini yapsan iyi olur.
[00:21:08] Speaker A: Yani bitiremeyiz ama bitirmeye çalışıyoruz.
[00:21:11] Speaker B: Plaka şehrini takip edeceğiz ama 0-1 böyle 0-1 alalım 0-2.
[00:21:14] Speaker A: Çok var, çok var abi bakmamız lazım.
[00:21:16] Speaker B: Kesinlikle.
[00:21:17] Speaker C: O zaman şunları da kapatabiliriz. Hazreti Nikolas, Noaib Baba Kuzey Kutlu'ndan değil Antalya'lı.
[00:21:22] Speaker A: Bizler gelir.
[00:21:23] Speaker B: Evet biraz Güney Kuzey'den. Kuzey derdiğim Güney'den.
[00:21:26] Speaker C: Kilisenin bir gazisi, iman gazisi.
[00:21:31] Speaker B: Psikoposluk görevi yapmış.
[00:21:32] Speaker C: İznik konsilinde kiliseyi temsil etmiş, hakikati temsil etmiş biri. Ve aynı şekilde de fedakarca kendi mal varlığını paylaşmış biri.
Ve onun bu güzel yürekten gelen paylaşımları sayesinde bizim de elimizde böyle bir gelenek var. Ne kadar da buna bir sonraki podcasta değineceğiz. Pagam geleneğidense de alakası yok. Bu değerli Noel bayramına. Hem yüreklerimiz güzel hazırlanır, bu advent döneminde iyi hazırlanabilir. onu bekleyen Tanrı'nın en değerli armağına verdiği bu bayramda şimdiden kardeşlerimle Noel Bayramını kutluyorum.
[00:22:02] Speaker A: Arkadaşlar Aliyon'a sağlık. Noel Baba ile ilgili dolu dolu hikayeler var. Ama biz bazılarına değindik. Biraz daha net olanlara, biraz daha böyle bilinenlere daha konuşacak çok şey var. Birçok araştırma konusudur da. Açık bir alandır. O yüzden akademisyenlere de seslenmiş olalım. Belki bu konuda çalışma yapmak isteyen, ha bu alan güzel diyen olursa. Yani Demre, Noel Baba bence beklir. O konuda da daha gün yüzüne çıkarılacak birçok şey var.
[00:22:28] Speaker C: Çok.
[00:22:29] Speaker A: Ağzına sağlık.
Değerli Kardeşler Hepinize Teşekkür Ederiz Bizi İzlediğiniz İçin Eğer Bu Videoyu Beğendiyseniz Yani Gerçekten Sizin İçin Faydalı Olduysa Bir Beğeni Atmayı Kanala Abone Olmayı Unutmayın Haftaya Özellikle Adı Aşımında Dediği Gibi Pagan Mitleri Hakkında Konuşacağız Noel Bir Pagan Geleneği Midir Onunla İlgili Değineceğimiz Bazı Konular Olacak Haftaya Görüşmek Üzere Esen Kalın.